1. Hukuk Dairesi 2018/5451 E. , 2021/1512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.02.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat v.d. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil; birleştirilen 2007/277 Esas sayılı dava ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil; birleştirilen 2008/16 Esas sayılı dava hile ve ehliyetsizlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ile tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ... kendi adına asaleten küçük çocukları ... ve ..."a velayeten açtığı asıl davada; eşi olan mirasbırakan ..."ın ölümü ile 1/4’er oranda kendisine ve müşterek küçük çocukları ... ve ..."a intikal eden 4125 parsel sayılı taşınmazdaki payları diğer dava dışı reşit olan oğlu ..."ın payı ile birlikte 300.000,00 TL bedel karşılığında davalı ..."a satmak için anlaştıklarını, resmi işlemi 4.000,00 TL üzerinden yaparak taşınmazdaki tüm payları davalı ..."a satış akdi ile devrettiklerini, davalı ..."ın hiç para ödemediği gibi kooperatif üyeliğine ilişkin iki adet sahte tahsis belgesi verdiğini, davalı ..."ın taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı ..."e devrettiğini, kandırıldığını ileri sürerek, tapunun iptali ile payları oranında tesciline; birleştirilen 2007/277 Esas sayılı davada davacı ... vasisi Sevgi, akit tarihinde
..."ın fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, tapunun iptali ile payı oranında ... adına tesciline; birleştirilen 2008/16 Esas sayılı davada davacı ... kendi adına asaleten küçük çocukları ... ve ..."a velayeten ve ..."a vesayeten açtığı davada, çekişmeli taşınmazın davalı ... tarafından 3. kişi ..."ye satış suretiyle devredilmesi nedeniyle yeni malike husumet yöneltmiş olup iptal-tescil olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., husumet itirazında bulunarak, akdin tarafının gerçekte davalı ... olduğunu, ... ile yaptığı anlaşma doğrultusunda kendisine ait 3 adet daireye ilişkin kooperatif üyelik hakkının davacı ..."ye devredildiğini, ancak dairelerin teminatı olarak taşınmazın davalı ..."e değil kendisine devrinin yapılıp dairelerin borcunun ödenmesi üzerine davalı ..."e devrettiğini ve bunun için davalı ... ile aralarında satış protokolü yaptıklarını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., cevap vermemiştir.
Davalı ..., tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak taşınmazı iktisap ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacı ..."nin tapuda devir işlemleri sırasında bedelin tamamını nakden aldığı, bedel karşılığında davacıya kooperatif payları verildiği, davacının kooperatifteki dairede bir süre oturarak tasarruf ettiği bu durumda davalıların hileli hareketlerinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine; davacılar ... ile ... yönünden ise davacıların akit tarihinde reşit olmadığı, velisi tarafından yapılan devir işlemine onay vermedikleri bu durumda ehliyetsizlik nedeniyle iş bu davacılar yönünden iptal-tescil isteğinin kabulüne; davacı ... yönünden Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesi"nden elde edilen raporla akit tarihinde davacının fiil ehliyetine haiz olmadığının belirlendiği gerekçesi ile iptal-tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Hemen belirtilmelidir ki;temliki işlemin tarafların anlaşmalarına uygun biçimde gerçekleştirildiği, işlemin iradi ve geçerli bir hukuki sebebe dayalı olduğu olayda hilenin gerçekleştiğini söyleyebilme olanağı bulunmadığına göre davacı ..."nin taşınmazdaki kendi payının satışına ilişkin davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi davacı (kısıtlı) ..."ın işlem tarihinde Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesi"nden elde edilen rapor gereğince ehliyetsiz olduğu belirlenmekle ..."ın payına ilişkin ilk el konumundaki davalı ..."a satış suretiyle yapılan temlikin hukuken geçersiz olduğunun benimsenmesinde de bir isabetsizlik yoktur. Davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı ... vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine...Bu itibarla, davacı ..."nin (velinin) 4721 sayılı TMK. nun 342/3. maddesinde tanınan izin almaksızın tasarruf yetkisi bulunduğu gözetildiğinde küçükler ... ve ..."ın payının satışı geçerli olduğu gibi temliki işlemin tarafların anlaşmalarına uygun biçimde gerçekleştirildiği açıktır. Hâl böyle olunca; ... ve ..."ın asıl ve birleştirilen 2008/16 E. sayılı davasının reddine karar verilmesi, birleştirilen 2008/16 E. sayılı davada kısıtlı ..."ın payına ilişkin olarak yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle davalı kayıt maliki ..."ın iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, bu konuda taraf delillerinin toplanması ve varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken noksan soruşturma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi birleştirilen 2007/277 E. sayılı davada dava (15.10.2007) tarihinde davalı ... ve ..."in kayıt maliki olmadıkları (tapu iptal davalarının kayıt malikine yöneltilmesinin zorunlu bulunduğu) gözetilerek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve davada kendisini vekil aracılığı ile temsil ettiren davalı ... yararına vekâlet ücreti takdir edilmesi ve birleştirilen davalar göz ardı edilerek tek bir dava varmış gibi işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın reddine, birleştirilen 2007/277 Esas sayılı davanın husumetten reddine, birleştirilen 2018/16 Esas sayılı dosyada davalı iyiniyetli olduğunu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."a ait 4125 parsel sayılı taşınmazın 21.06.2000 tarihinde ölümü üzerine eşi davacı ... ile müşterek çocukları davacılar ..., ... ve ..."a intikal ettiği, davacı ... kendi adına asaleten küçük çocukları 27.09.1989 doğumlu ... ve 15.10.1991 doğumlu ..."a velayeten ve reşit ..."ın asaleten 1/4"er paylarını davalı ..."a 05.09.2007 tarihinde 4.000TL bedelle temlik ettikleri ve davalı ..."ın da diğer davalı ..."e 05.09.2007 tarihinde 10.000TL bedelle devrettiği, ..." in de taşınmazı ..."ye 08.10.2007 tarihinde 10.400TL bedelle temlik ettiği, davacı ... ile diğer davalı ... ve dava dışı komisyoncu ...arasında 04.09.2007 tarihli alım satım ve komisyon anlaşması yapıldığı, bu anlaşma doğrultusunda satış bedelinin 250.000,00 TL olarak belirlendiği ve satış bedeli olarak 22.500,00 TL’nin nakten ödenmesinin (14.500,00 TL peşin ve 8.000,00 TL’nin 05.09.2007 tarihinde) ve ... ilçesi ... beldesinde 3 adet dairenin davacıya verilmesinin kararlaştırıldığı, dava dışı S.S. ... Yapı Kooperatifine ait ... ilçesi ... beldesinde kain 174 ada 9 parselde bulunan davalı ..."a isabet eden 13 ve 19 nolu ve dava dışı ..."e isabet eden 2 nolu dairedeki üyelik hakkının 04.09.2007 tarihinde davacı ..."ye devredildiği, dairelerin parasının teminatı olarak çekişmeli taşınmazın davalı ..."a devredildiğine dair davalı ... ile ... arasında 04.09.2007 tarihli satış protokolü düzenlendiği, Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesinin 07.03.2011 tarihli raporuna göre akit tarihinde davacı ..."ın fiil ehliyetine haiz olmadığının belirlendiği ve ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/417 Esas 2009/2 Karar sayılı ilamı ile davacı ..."ın akıl hastalığı nedeniyle 4721 sayılı Kanunun 419/3. maddesi uyarınca velayet altında bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle asıl davanın reddine, birleştirilen 2007/277 Esas sayılı davanın husumetten reddine ve birleştirilen 2008/16 Esas sayılı davada davacılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Birleştirilen 2008/16 Esas sayılı davada davacı ...’a yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, davacı ...’ın 05.09.2007 tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı Adli Tıp Kurumu ... Dairesi raporu ile sabit olduğu, taşınmazın çok kısa aralıklarla el değiştirdiği, ... ve davalı ...’ın aynı semtte emlakçılık yaptıkları, satış bedelinin ödendiğine ilişkin dosyaya delil ibraz edilmediği gözetildiğinde, davalı ...’ın iyiniyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, birleştirilen 2008/16 Esas sayılı davada davacı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar - birleştirilen davada davacılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılar-birleştirilen davada davalılar ve birleştirilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.03.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Davalar, hile ve ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece bozma sonrası, son malikin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiş, sayın çoğunluk tarafından Davacı ... açısından son malikin kötü niyetli olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sayın çoğunluk ile uyuşmazlık konusu, son malikin iyi niyetli olup olmadığı hususudur.
Bilindiği üzere TMK 6.m.si ve HMK nın 190.m. gereğince herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda ispat külfeti davacıya düşmektedir. Son malik davalının kötü niyetli olduğu hususunda davacılar tarafından ortaya konmuş bir delil bulunmamaktadır. Sayın çoğunluk satışların kısa aralıklarla yapılmasını ve son malik ile ondan önceki davalının aynı semtte emlakçılık yapmasını gerekçe yaparak son malikin kötü niyetli olduğu sonucuna varmıştır. Davalıların bulunduğu ... ilçesi satış tarihinde (2007) yaklaşık 800.000 nüfuslu bir ilçedir. Bu haliyle Anadolu’nun birçok vilayetinden daha büyüktür. Bu nedenle “aynı semtte faaliyette bulunmak" ilkesinin somut olay için uygulanması mümkün değildir. Satışların kısa aralıklarla yapıldığı gerekçesine gelince, sayın çoğunluğun da kabulünde olduğu üzere son iki davalı emlakçıdır. Yani tacirdir. Amacı para kazanmak olan bir tacirin ilk yapacağı iş elinde bulunan malı biran önce satmaktır. Hal böyle olunca tacirin elinde bulunan malını kısa sürede satmasının aleyhine değerlendirilmesi de mümkün değildir.
Sonuç itibariyle davalı ...’ın kötü niyeti davacılar tarafından usulünce ispat edilemediğinden kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.