11. Hukuk Dairesi 2015/2929 E. , 2016/936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/11/2014 tarih ve 2013/255-2014/623 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26/01/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin yetkilisi olan davalının şirketi 09.04.2004 ila 30.04.2005 tarihleri arasında 87.625,00 TL zarara uğrattığının şirket defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucu belirlendiğini, TTK"nın 551/3. maddesi uyarınca davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 87.625,00 TL’nın 30.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin şirkete zarar verici hiçbir eyleminin bulunmadığını, şirkete ve ortaklara karşı borçlu olmadığı gibi şirketten ve diğer ortaklardan alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama uyarınca alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin müdürü olan davalının şirketi 78.585,89 TL zarara uğrattığı, ortaklıktan çıkarılması gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne, 78.585,89 TL"nin 30/04/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının davalı şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirket müdürü olan davalının şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla zarar miktarı olan 87.625,00 TL’nın davalıdan tahsili ve haklı nedenle ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararında, “davacı tarafa şirket kayıtlarında görünen şirket alacağının neye dayalı olduğu, bu alacağın davalı tarafından şirket kasasından mı yoksa bankadan mı çekilen paralardan kaynaklandığı, hangi işlemler sonucu davacı şirketin alacaklı duruma geldiğinin sorulması ve bu yönde göstereceği delillerin incelenerek davacının davaya konu alacağının kaynağının belirlenmesi, eğer alacağın davalı tarafından şirket kasasından veya bankadan çekilen paralardan kaynaklandığı belirlenirse, bu durumda da davalının söz konusu paraları şirket adına veya yararına harcadığını kanıtlaması gerektiği, sonrasında davacının alacak iddiası ile davalının borçlu olmadığına ilişkin savunması konusunda tarafların iddia ve savunmalarının dayanaklarını açıklama ve kanıtlama olanağının taraflara verilmesi, davalının
iddia edilen davaya konu alacağın doğduğu dönemde şirket müdürü olması nedeniyle şirkete ait kayıtların usulüne uygun olarak tutulmasından davalı yasal olarak sorumlu olup, usulüne uygun tutulmamış ise bu durumun da davalının sorumluluğunu gerektireceğinden usulsüz de olsa bu kayıtların tutulmasından sorumlu olan davalıya karşı defter ve kayıtlarda görünen alacağın ileri sürülebileceği hususunun da göz önünde bulundurulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi” istenmiştir.
Bu durumda mahkemece anılan hususlar üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen davacı şirket kayıtlarında görünen alacağın neye dayalı olduğu bozma ilamı içeriğine uygun bir şekilde açıklattırılıp şirket kasa ve banka kayıtları üzerinde bozma içeriğine uygun, denetime elverişli bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak bozma gereği yerine getirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Ayrıca davacı tarafça davalının ortaklıktan haklı nedenle çıkarılması da istenmiş olup dava dilekçesi içeriğinde çıkarılmayı gerektirecek haklı sebep olarak sadece davalının şirketi zarara uğratmış olmasına dayanılmıştır. Mahkemece davalı tarafça itiraza uğrayan 02.10.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen ve yine şirketin zarara uğratılması olgusuna dayalı olarak yapılan açıklamalar uyarınca davalının ortaklıktan çıkarılması talebinin de kabulüne karar verilmiş ise de bu durumda mahkemece öncelikle yapılması gereken davacı şirketin davalı tarafından zarara uğratılıp uğratılmadığının açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra bu sebebin davalının ortaklıktan çıkarılmasını gerektirecek haklı sebep sayılıp sayılamayacağının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekecektir. Mahkemece anılan hususlar nazara alınmadan davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.