Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/29946
Karar No: 2020/7064
Karar Tarihi: 17.06.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/29946 Esas 2020/7064 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/29946 E.  ,  2020/7064 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İŞ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı şubat ayından 2015 yılı ocak ayına kadar davalı işveren nezdinde pres operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, müvekkilinin haftada yedi gün boyunca 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, genel tatillerde de aynı şekilde çalışmaya devam ettiğini, çalıştığı süre boyunca izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacının 01.02.2010 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığını, işyerinde davacı gibi düzensiz çalışan ve köycülük yapanların tespit edilerek tazminatlı olarak işten çıkartıldıklarını, davacının ödenmeyen alacağı bulunmadığını, işyerinde üçlü vardiya uygulandığını, fazla çalışmanın söz konusu olmadığını, dini bayramlarda çalışma yapılmadığını, milli bayramlarda çalışma olması halinde ücretlerin ödendiğini, hafta tatillerin ve yıllık izinlerin kullandırıldığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde yalnızca aylık ücretinin net 1.200,00 TL olduğunu beyan etmiş olup; davalı işveren tarafından yemek yardımı yapıldığını ifade etmiş değildir. Dosya kapsamında yer alan ücret bordrolarında da yemek yardımına ilişkin herhangi bir tahakkuk yer almamaktadır. Hal böyle olmakla birlikte giydirilmiş ücretin tespitinde, taleple bağlılık ilkesi ihlal edilmek suretiyle, tanık beyanlarına göre günlük bir öğün yemek bedeli olan 6.00 TL’nin hesaplamaya dahil edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında davacının hak kazandığı yıllık izin ücretinin miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacının davalı işyerinde 4 tam yıl çalışması bulunduğu, buna göre 56 gün yıllık izin hakkına sahip olduğu, 42 gün izin kullandığı, bakiye 14 gün izne hak kazandığı kabul edilmek suretiyle yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yıllık izin ücreti alacağının yasal kesintiler sonrasında net 559,99 TL olduğu belirtilemesine rağmen, raporun sonuç bölümüne hataen 599,99 TL olduğu yazılmış olup; mahkemece bu miktar esas alınmak suretiyle hüküm kurulması hatalı olmuştur.
    Öte yandan, mahkemece hükme esas bilirkişi raporundaki kıdem süresi ve kullandırılan izin sürelerine ilişkin tespitler yerinde ise de, bilirkişi raporu içeriği ve dolayısıyla hüküm ile çelişecek şekilde, mahkeme ilamının gerekçesinde, davacının iki tam yılı çalışması karşılığı haketmiş olduğu 28 günlük yıllık izin ücretinin davacıya ödendiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davacının yıllık izin ücretinin kabulüne karar verildiğinin belirtiilmesi de hatalı olmuştur.
    4-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı hususlarında da uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
    Aynı ilkeler, hafta tatili ücreti alacağının ispatı bakımından da geçerlidir.
    Somut olayda, davacı davalı işyerinde pres operatörü olarak çalışmış olup, dava dilekçesinde, haftada yedi gün boyunca 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüş olup; davalı ise cevap dilekçesinde işyerinde üçlü vardiya uygulandığını, fazla çalışmanın söz konusu olmadığını haftalık izinlerin kullandırıldığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanları dikkate alınarak 07.00-21.00 saatleri arasında çalışmanın insan doğasına aykırı olduğu da değerlendirilerek davacının, 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenme kullandığı, haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, hafta tatillerinde, resmi tatillerde de çalıştığı kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak, davacı tanıkları dinlendikleri tarihte husumetli olup, davalı tanık beyanlarına göre resmi tatilllerde çalışma olduğu hususu sabit ise de, davalı tanıkları işyerinde üçlü vardiya ile çalışıldığını beyan etmişler, hafta tatilinde işyerinde çalışma olup olmadığı, davacının hafta tatilllerinde çalışıp çalışmadığı hususunda ise açıklamada bulunmamışlardır. Diğer yandan, işyerinde “vardiye raporu” başlıklı davacı imzasını içerir kayıtların da yer aldığı bunların değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Öncelikle, hafta tatili bakımından kayıt bulunan dönem bakımından işyeri kayıtları değerlendirilmek suretiyle, kayıt bulunmayan çalışma dönemi bakımından ise davalı tanıklarının hafta tatilinde davacının çalışıp çalışmadığı hususunda yeniden dinlenilmesi suretiyle davacının hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığının tespiti gerekmektedir. Fazla çalışma ücreti talebi bakımından ise, kayıt bulunan dönem bakımından işyeri kayıtları değerlendirilmek, davacının çalışmış olduğu vardiyaların çalışma saatleri incelenmek suretiyle, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu tespit edilmeli, kayıt bulunmayan dönem bakımından ise davacı tanıkları davalı ile husumetli olduklarından ve davalı tanıkları da işyerinde üçlü vardiya sistemi bulunduğunu beyan ettiklerinden, bu dönemler bakımından fazla çalışma ücretin alacağının davacı tarafça ispatlanamadığından reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi