10. Hukuk Dairesi 2015/19066 E. , 2018/10030 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti ve ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, murisi ... davalı işverene ait işyerinde 13.8.1990-30.4.1994 tarihleri arası kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığının tespiti ile 6.3.2013 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanmasını istemiş; Mahkemece, davalı işyerinden bildirim yapılan dönemler arası kesintisiz olarak tam süreli çalıştığına karar verilerek eksik bildirim yapılan sürelerin tespitine, hizmet tespiti talebi kesinleşmediği ve primler tahsil edilmediği gerekçesiyle ölüm aylığı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Yine, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında ifadesini bulduğu üzere, sigortalılara ilişkin olarak yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde, Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği gibi, sigortalıların Kuruma bildiriminin, işe giriş tarihinden sonra yapılması durumunda, bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmanın, bildirimi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması bir başka anlatımla, blok çalışmanın varlığı halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında, bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınacaktır. Bu yönde; sigortalıların, aynı işverenin değişik işyerlerinde ya da aynı işyerinde, farklı işverenler tarafından, ara vermeksizin sürekli biçimde çalıştırılmaları durumunda da, beş yıllık hak düşürücü sürenin hesaplanmasında aynı esas uygulanacaktır.
Eldeki davada ise; davacının talep ettiği dönem içerisinde yer alan 13.8.1990-23.11.1990 ve 18.10.1993-30.4.1994 tarihleri arasında, davalı işyerinden Kuruma, kesintili ve kısmi bildirimlerin yapıldığı, işyerinden iki adet imzalı işe giriş bildirgesinin kuruma intikal ettiği, davacının ise aşamalardaki beyanlarında talep ettiği süre zarfında murisinin kesintisiz olarak davalı işyerlerinde çalıştığı, işe giriş bildirgesindeki imzaya itiraz ettiği, ancak mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin yaptığı değerlendirme, eksik incelemeye dayanmakta olup hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
Mahkemece yapılacak iş, davacının murisinin imzasını içeren işe giriş bildirgeleri yönünden imzanın davacının murisine aidiyeti yönünden inceleme yapılmalı, dava konusu dönemde bordrolarda kayıtlı, her kademeden sigortalı ve çalışanlar saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri araştırılmalı; öncesinde dinlenen tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı ve yine dinlenecek tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki de giderilmeli; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Ayrıca, prim borçlarının Kurum tarafından her zaman tahsilinin mümkün olduğu gözönüne alındığında, kabule göre tespite konu dönem yönünden hizmetin kesinleşmediği ve primlerin tahsil edilmediği yönündeki değerlendirme hatalı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde; taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ...."ye iadesine, 29.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.