3. Hukuk Dairesi 2016/16781 E. , 2017/5730 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların evli olduklarını, müşterek hayattan uzaklaşan davalının evliliğin kendisine yüklediği hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, müvekkilinin eşinin desteğine güvenerek müşterek hayat ve konutun tadilat masrafları ve benzeri giderlerin karşılanması için girdiği borçları ödeyemediğini belirterek, aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının iddialarının doğru olmadığını, 2015 yazında davacının ... ailesinin yanında kaldığı dönemde kendisinin de Antalya"daki annesinin rahatsızlığı ile ilgilendiğini, davacının müşterek eve döndüğünü öğrendiğinde kendisinin de eve döndüğünü ancak davacının evden ayrılması ve bir daha eve gelmemesini söylediğini, açık şekilde evden kovulduğunu, davalının da evde kalamayacağı için konutu terk ettiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava tarihi olan 08.01.2016 tarihinden itibaren başlamak üzere davacı ... için takdiren aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalı ... "ten alınarak davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığından reddi gerekir.
2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre, evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının öğretmen olduğu, aylık 2.900,00 TL gelirinin bulunduğu; davalının ise emekli olduğu, kolluk vasıtasıyla yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre aylık 3.500,00 TL, SGK kaydına göre aylık 5.363,00 TL geliri olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tespit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece takdir edilen nafaka bir miktar az olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın tespit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre davacı lehine daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.