21. Hukuk Dairesi 2015/16238 E. , 2015/17571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2014
NUMARASI : 2011/762-2014/227
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 15.10.1997-04.04.2006 tarihleri arasında davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Ayrıca 6100 sayılı HMK"nın 297/2.maddesine göre "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, Dairemizin 02.06.2011 tarihli bozma ilamına uyularak dava döneminde davacının bir kısım hizmetinin geçtiği işverenlerin davaya dahil edildiği ancak davacının 09.03.2004-31.05.2008 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği 1022288 sicil numaralı Akyıl Tarım Ürünleri San. ve Tic. AŞ"nin davaya dahil edilmesinin ihmal edildiği, davalı işverenlerin arasındaki bağlantının ortaya koyulması bakımından ilgili ticaret sicilinden gerekli araştırmanın yapılmadığı, davalı işverenlerin hangi tarihler arasında kanun kapsamında olduğunun davalı Kurumdan sorulmadığı, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının getirtilmediği, yetersiz tanık beyanı ile karar verildiği ve davacının hangi tarihler arasında hangi davalı işveren nezdinde çalıştığının hükümde açık ve net bir biçimde gösterilmediği, davalılardan Gevran Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Akyıl İplik San ve Tic. AŞ hakında hüküm kurulduğu, diğer davalılar bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının bir kısım hizmetinin geçtiği Akyıl Tarım Ürünleri San. ve Tic. AŞ"yi davaya usulüne uygun olarak dahil etmesi için davacıya süre vermek, ilgili ticaret sicilinden davalı işverenlerin ortaklarını, adreslerini, hangi tarihler arasında faal olduklarını gösterir ticaret sicili kayıtlarını getirterek aralarında bağlantı bulunup bulunmadığını ortaya koymak, davacının hizmetinin farklı işverenler yanından bildirilmesinin sebebini davacıya sormak, bu konuda davasını açıklatmak, davalı işverenlerin hangi tarihler arasında kanun kapsamında olduklarını davalı Kurumdan sormak, davalı işverenlerin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını getirtmek, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, beyanı alınan tanıkların hizmet cetvellerini davalı Kurumdan istemek, davacının çalışmasının sürekli nitelikte olup olmadığını sormak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre, davacının hangi davalı işveren nezdinde hangi tarihler arasında çalıştığının tespitine karar verildiğini açık ve net bir biçimde hükümde gösterecek şekilde karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.