21. Hukuk Dairesi 2018/786 E. , 2019/2357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
A)Davacı İstemi :
Dava, davacının 01/01/1987-01/03/1989 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; çalışanların prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt ve belgelerin kuruma bildirilme yükümlülüğünün işverene ait olduğunu, davacının talebi ile ilgili Kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi ile; davacının 01.01.1987 tarihinde çalışmaya başladığını, uzunca bir süre kendi işyerinde çalıştığını, sigorta primlerinin ödendiğini, bu nedenle tespit davası açılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Mahkemece, istek gibi davanın kabulüne karar verilmiştir
İstinaf başvurusu :
Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik ve yetersiz bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesinin usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu ; davalı işyerinin 01.01.1987-01.08.1990 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamına bulunması, tanık ... ve komşu işyeri tanıklarının davacının davalı işyerinde çalıştığını beyan etmeleri, davacının 05.07.1984-05.01.1986 tarihleri arasında askerliğini yapmış olması birlikte değerlendirildiğinde, mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile esastan reddine karar vermiştir.
E)Temyiz :
Davalı Kurum vekili; istinaf başvuru gerekçelerini tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı işverenin davacının annesi olduğu ve market işyerinden yalnızca davacı ile davacının kardeşi adına bildirim yapıldığı, tek bordro tanığı davacının kardeşi ve komşu işyeri tanıklarının dinlenildiği ve beyanlarından davalı işyerinde çalıştığının anlaşıldığı ve bu tanık beyanlarının hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalının oğlu olması karşısında davalı annenin çocuğunu sigortalı çalıştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususları gözardı edilerek, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yapılacak iş, davacının gerçekten davalı işyerinde çalıştığını ortaya koyabilecek yazılı bilgi ve belgenin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacıya bu yöndeki delillerini sunması için süre verilip, anne-oğul arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olup olmayacağı hususları da açıkça ortaya konulduktan sonra, toplanan deliller doğrultusunda çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı KALDIRILMASINA VE İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASI gerekmiştir.
H)SONUÇ :Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.