Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19585
Karar No: 2015/5417
Karar Tarihi: 14.04.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/19585 Esas 2015/5417 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/19585 E.  ,  2015/5417 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.04.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile diğer temyiz edenler vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine davayı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacılar ile davalılardan ..."nin muris ..."un mirasçıları olduklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak ... tarafından 2007/64 E. sayılı dava açıldığını, bu davada 237 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak kadastro tespitine itiraz davası sırasında yapılan Sulh Sözleşmesi ile davalı ..."in bağlı olduğunun kabul edilemeyeceği tespit edilerek, tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verildiğini, bu durumda davalı ..."nin de 237 parsel sayılı taşınmaz ve bu taşınmazdan imar sonucu oluşan taşınmazların tapularının iptali ve müvekillerinin adlarına tescili gerektiğini, yine Sulh Sözleşmesi gereğince 269 parsel sayılı taşınmazdan oluşan imar parselinin davalı ..."nin isteği üzerine oğlu ..."e verildiğini, bu parselin de imar uygulaması sonucunda 6471 ada 4 ve 6472 ada sayılı 3 parsellere gittiğini, davalı Ayşe"nin 237 ve 269 parsel sayılı taşınmazları kendi miras payına karşılık olarak almasına rağmen açmış olduğu bir çok dava ile miras payını alması sebebiyle anılan parselleri iade etmesi gerektiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel isteminde bulunmuştur.

Davalılar, 237 parsel sayılı taşınmaz yönünden kesin hüküm olduğunu, 269 parsel sayılı sayılı taşınmazdan imar uygulaması sonucunda oluşan parsellerdeki payların ise davalı ..."e tapu müdürlüğünde yapılan satış sonucunda temlik edilmesi sesebiyle davanın yasal dayanağının bulunmadığını belirterek reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, gerek ... Kadastro Mahkemesinin 1985/202 E. sayılı dosyasında gerçekleşen sulh tutanağı, gerekse 09.04.2012 tarihli sulh sözleşmesi ile tarafların aralarındaki uyuşmazlığı sonlandırdıkları, sulh tarihinden dava tarihine kadar geçen süre içerisinde zamanaşımı süresinin dolduğu ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu imar parsellerinin geldisini teşkil eden, 237 parsel sayılı taşınmazın 26.09.1959 tarihli 17 ve 04.02.1964 tarih 1 sıra numaralı tapu kayıtlarına istinaden 06.09.1970 tarihinde ..., ...,... ve ... adlarına tespit görerek tespite itiraz neticesinde ... Kadastro Mahkemesinin 1985/202 E.1988/96 K. sayılı kararı ile 237 ve 269 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tesciline ilişkin kararın 03.05.1988 tarihinde kesinleştiği; her iki kadastral parselin imar uygulaması neticesinde bir çok imar parseline gittiği, dava konusu 6471 ada 4 ve 6472 ada 3 parsel sayılı taşınmazların 269 sayılı parselin imar uygulamasına tabi tutulması sonucu oluştuğu ve bir kısım paydaşların paylarını davalı ..."e 31.03.2006 tarihinde satış suretiyle temlik ettikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, kadastro tesbiti; en yalın anlatımıyla taşınmaz yada taşınmazların tesbit günündeki geometrik ve hukuki durumlarının belli edilmesi şeklinde tanımlanır.
Gerçekten, 766 sayılı yasanın 31/2 ve sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı yasanın 12/3.maddesi uyarınca “tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayanılarak itiraz edilemez ve dava açılamaz.
Somut olaya gelince, her ne kadar Mahkemece, gerek ... Kadastro Mahkemesinin 1985/202 E. sayılı dosyasında gerçekleşen sulh tutanağı, gerekse 09.04.2012 tarihli sulh sözleşmesi ile tarafların aralarındaki uyuşmazlığı sonlandırdıkları, sulhden sonra dava tarihine kadar geçen süre içerisinde zamanaşımı süresinin dolduğu ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 237 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 06.09.1970 tarihinde yapıldığı, kadastro tespitine itiraz neticesinde ... Kadastro Mahkemesinin 1985/202 E.1988/96 K. sayılı kararı gereğince, anılan dosyadaki davalıların 18.03.1988 tarihli keşif tutanağında davayı kabul etmeleri sebebiyle 237 parsel sayılı taşınmazın ... adına tesciline karar verildiği; eldeki davada ise davacıların, davalı ..."nin 237 ve 269 parsel sayılı taşınmazları kendi miras payına karşılık olarak almasına rağmen açmış olduğu bir çok dava ile miras payını alması sebebiyle anılan parselleri iade etmesi gerektiğini bildirmeleri karşısında, davadaki isteğin kadastro öncesi nedene değil, kadastro sonrası nedene dayalı olduğu ve davanın 10 yıllık hak düşürücü süreye tâbi olmadığı gibi, zamanaşımına da tabi bulunmadığı açıktır.

Öte yandan, 269 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda gittiği ve dava konusu parseller olan, 6471 ada 4 ve 6472 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki bir kısım paydaşların paylarını davalı ..."e 31.03.2006 tarihinde satış suretiyle temlik ettikleri, davalı ..."e pay temlikinin yapılmadığı, bu suretle yanlış kişiye tevcih edilen yemine hukuki sonuç bağlanamayacağı gibi; dosya içerisinde bulunan 09.04.2012 tarihli “Sulh Sözleşmesi (Uzlaşma Tutanağı)” başlıklı sözleşmenin 5. maddesinde tarafların uzlaşma kapsamı dışında bıraktıkları konular belirtilerek; ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/435 E. sayılı eldeki dava dosyasının anlaşma kapsamı dışında bırakıldığı da açıktır.
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; dava reddedildiğine göre davalılar yararına nispi Avukatlık Ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü ( 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi