17. Ceza Dairesi 2019/13773 E. , 2020/631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
Hükümlü ..."in hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b, 31/2 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay; konut dokunulmazlığının ihlali suçundan ise aynı Kanun’un 116/1, 31/2, 62 maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2013 tarihli, 2011/310 Esas, 2013/469 Karar sayılı kararlarının kesinleşmesini müteakip anılan kararlara karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 04/12/2019 tarihli ve 94660652-105-64-18626-2019-Kyb sayılı “Kanun Yararına Bozma” isteminde bulunulduğundan, bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2019 tarihli ve 2019/124676 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelenip görüşüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında;
“Dosya kapsamına göre,
1- Suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuk ... hakkında tayin olunan 10 ay ve 2 ay 15 gün hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Suça sürüklenen çocuklardan ..."in savunmasında; " Biz diğer SSÇ ile birlikte geziyorduk, ben o anda başka bir yerdeydim, ben hırsızlık olayına karışmış değilim, hatırladığım kadarıyla ayakkabıyı da Atakan getirmişti"; suça sürüklenen çocuk ..."in; "Olay tarihinde ben yalnız geziyordum, Fevzi ile Sezer" i gördüm, ellerinde bir kaç parça bir şeyler vardı, bana gel mahalleye gidelim diye söylediler, ben de onlarla beraber mahalleye gittim, polisler gelip götürdüler, ben hırsızlık yapmış değilim, ben bu kişilerin hırsızlık eylemine iştirak etmiş değilim" ve son olarak suça sürüklenen çocuk ... "in ise; "Ben daha önce C.Savcılığına savunmamı yapmıştım. O savunmam doğrudur. Aynen tekrar ederim. Polis memurları gelince biz ayakkabının yerine gösterdik. Ayakkabı sahibine iade edildi. Ayakkabıyı apartmanın içinden aldık. Apartmanın dış kapısı açıktı. 3 yada 4 daire olacak. Biz de bunu zemin katındaki daireden aldık" şeklinde beyanda bulundukları, Mahkemece suça sürüklenen çocuklara zorunlu müdafii olarak Avukat Süleyman Yılmaz Türkmenoğlu"nun atandığı, suça sürüklenen çocukların savunmalarından da anlaşılacağı üzere, aralarında menfaat çatışması bulunması sebebiyle, suça sürüklenen çocuklara ayrı müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 38. ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 152. maddelerine aykırı davranılmasında, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığında, belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.7.2007 tarihli, 2007/145 Esas, 2007/172 Karar sayılı ve 27.3.2007 tarihli, 2007/73 Esas, 2007/76 karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda:
Hükümlü ... hakkında, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararlar verilirken 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda ise, hükümlünün suçların işlendiği tarihten önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmamaktadır. Mağdurun çalınan ayakkabısı iade edildiğinden hırsızlık suçu yönünden giderilebilecek herhangi bir zarar söz konusu değildir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçu ise zarar doğurmaya elverişli suçlardan değildir.
Hükümlü hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği gerekçesine dayanılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararlar verilmiş ise de, yargılama konusu olayda suçların 21/05/2011 tarihinde işlenmiş olması karşısında hükümlü hakkında lehe olan kanunun uygulanması gerekmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 231/8. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki düzenlemenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Buna göre, hükümlü hakkında öznel koşullar yönünden değerlendirme yapılarak hükümlerin açıklanmasının geri bıkarılmasına karar verilip verilemeyeceğinin tartışılması gerekirken “Suça sürüklenen çocuk hakkında daha önceden CMK 231. maddesi uygulandığından yeniden uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından ve anılan hukuka aykırılık nedeni hakkında görüş bildirildikten sonra yeniden değerlendirme yapılacağından, kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ VE KARAR:
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma istemi hakkında bu aşamada bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 14/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.