12. Ceza Dairesi 2018/3659 E. , 2018/7726 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/11/2017 tarihli ve 2013/10075 soruşturma, 2017/11157 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Gebze 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/2817 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Dosya kapsamına göre, müşteki ..."ın bel fıtığı rahatsızlığından dolayı Gebze"de bulunan Özel Yeni Yüzyıl Hastanesi"nde şüpheli doktor tarafından 16/09/2011 tarihinde ameliyat edildikten sonra sol ayağının diz kapağından aşağısını hissetmediğini, aradan geçen 1,5 yıllık süre içerisinde de herhangi bir iyileşme olmadığını, sonrasında öğrendiğine göre ameliyat esnasında sinir damarlarının kesildiğini ve ayağının felç olduğunu öğrendiğini beyan ederek şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, Adlî Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 12/05/2017 tarih ve 3459 sayılı kararda yer alan, "" Nuri kızı 1965 doğumlu ... hakkında düzenlenen adlî ve tıbbî belgelerde yukarıya kaydedilen bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar müzekkeremiz ile 14/09/2011 tarihli lomber MR CD hâlinde istenmiş olsa da gönderilmediğinin anlaşıldığı, 14/09/2011 tarihli lomber MR raporu incelendiği, sinir köklerine bası yapan disk hernileri için yapılan cerrahi girişimler arasında söz konusu ameliyat şeklinin uygulanan yöntemlerden biri olduğu, bu tür ameliyatlardan sonra klinik şikayetlere neden olan bulgularda tam düzelme olamayabileceği, bunun yanı sıra ameliyat sonrasında ortaya çıkan nüks herni ve kas gücü azlığının bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbî kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu klinik tabloyu gidermeye yönelik medikal ve cerrahi tedavi yapılabileceği, takip yönetiminin uygun olduğu, dolayısıyla ilgili hekimlere atfı-kabil kusur tespit edilmediği oy birliği ile mütalaa olunur."" şeklindeki görüşe istinaden şüphelilere kusur yüklenilemediğinden Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Karara esas alınan Adlî Tıp Raporunda, ameliyat esnasında müştekinin sinir damarlarının kesilmesi sonucu ayağının felç olması, ameliyattan sonra müştekinin sol ayağının diz kapağından aşağısını hissetmemesi (his kaybı) ve aradan geçen 1,5 yıllık süreye rağmen herhangi bir iyileşme olmaması iddialarına ilişkin somut olaya özgü değerlendirme yapılmaksızın genel olarak ameliyat sonrasında ortaya çıkan nüks herni ve kas gücü azlığının bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbî kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği nazara alındığında, Adlî Tıp Kurumu tarafından incelenemeyen 14/09/2011 tarihli lomber MR CD ilgili kurumdan temin edilerek tüm hastane evrakı ve soruşturma dosyası ile birlikte bir Üniversite Hastanesinin Beyin Cerrahi Bölümüne gönderilerek inceleme yaptırılması ve bu hususta bir rapor aldırılmak suretiyle şüphelilerin hukukî durumunun tayin ve tespiti gerekirken, yetersiz ve eksik inceleme ile verilen Adli Tıp Kurumu raporuna itibar edilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 02/05/2018 gün ve 94660652-105-41-384-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla,
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müştekinin tüm tedavi ekrakları ve Adli Tıp Kurumu"nca istenen tetkik raporlarının gönderilmesinin ardından tanzim edilen 12.05.2017 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi raporuna göre ""sinir köklerine bası yapan disk hernileri için yapılan cerrahi girişimler arasında söz konusu ameliyat şeklinin uygulanan yöntemlerden biri olduğu, bu tür ameliyatlardan sonra klinik şikayetlere neden olan bulgularda tam düzelme olamayabileceği, bunun yanı sıra ameliyat sonrasında ortaya çıkan nüks herni ve kas gücü azlığının bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu klinik tabloyu gidermeye yönelik medikal ve cerrahi tedavi yapılabileceği, takip yönetiminin uygun olduğu, dolayısıyla ilgili hekimlere atfı kabil kusur tespit edilmediği"" hususunun belirtildiği, her ne kadar adli tıp raporunda 14.09.2011 tarihli MR CD"sinin gönderilmediğinden bahsedilmiş ise de, söz konusu MR"a ait rapora istinaden görüş bildirildiğinin anlaşılması karşısında karara dayanak yapılan raporda herhangi bir eksiklik bulunmadığı dolayısıyla kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararına yönelik itiraza dair Gebze 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 28/11/2017 tarih ve 2017/2817 Değişim İş sayılı kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Gebze 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 28/11/2017 tarih ve 2017/2817 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.