Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10601
Karar No: 2017/5893
Karar Tarihi: 24.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/10601 Esas 2017/5893 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/10601 E.  ,  2017/5893 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası arttırım ve yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ile 2008 yılında boşandıklarını, kendisi için aylık 175 TL yoksulluk, müşterek çocukları .... için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, 2013 yılında açılan artırım davası neticesinde lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 220 TL"ye, müşterek çocukları .... lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise aylık 225 TL"ye yükseltildiğini, davalının İtalya"da antika halı tamircisi olduğunu ve yüksek miktarda gelir elde ettiğini, halihazırda müşterek çocukları ...."in üniversitede Spor Yönetimi bölümü 1. sınıfta eğitimine devam ettiğini, eğitim ve benzeri masrafları olduğunu ileri sürerek kendisi için hükmedilen 220 TL"lik yoksulluk nafakasının aylık 750 TL"ye; müşterek çocukları .... için hükmedilen 225 TL"lik iştirak nafakasının ise aylık 750 TL"ye yükseltilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulüne,....2. Aile Mahkemesinin 2005/969 esas, 2008/856 karar sayılı ilamı ile davacı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 280,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL" ye yükseltilmesine; davalı ... için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava; yoksulluk nafakası artırım ve yardım nafakası istemine ilişkindir.
    Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.

    Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır.
    Yargıtay"ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
    Somut olayda;artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 04.02.2014 tarihinde kesinleşen nafaka artırım davası neticesinde belirlendiği,eldeki artırım davasının ise 29.04.2015 tarihinde açıldığı,tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında 2014 yılında yapılan nafaka artırımı sonrasında olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği anlaşılmaktadır.
    Tarafların sosyal ve ekonomik durumları yönünden yapılan incelemede ise,davacı ..."nın ev hanımı olduğu ve geliri bulunmadığı,davacı ..."in üniversite öğrencisi olduğu ve gelir bulunmadığı;davalının ise çiftçi olup çalışmadığı,aylık 1.000 TL geliri bulunduğu,üzerine kayıtlı 150 dekar tarlası bulunduğu tespit edilmektedir.Dosya kapsamında bilgilerine başvurulan tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davalının İtalya"da antika halı tamir işi ile iştigal ettiği ve iyi derecede gelir elde ettiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece;davacı ... için hükmedilen aylık 220 TL"lik yoksulluk nafakasının 280 TL artış ile aylık 500 TL"ye yükseltilmesine karar verilmiş ise de,artırım kararının kesinleşme tarihi olan 04.02.2014 tarihinden eldeki artırım davasının açıldığı 29.04.2015 tarihine kadar aradan geçen yaklaşık 1 yıl 2 aylık süre de dikkate alındığında,davacı ... lehine hükmedilen yoksulluk nafakasında yüksek oranda artış yapılmış olması doğru görülmemiştir.
    2-Bundan ayrı,yardım nafakası TMK"nun 364 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 328/2.maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
    Hukuk Genel Kurulu"nun 07.06.1998 gün, 1998/656-688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
    Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez.

    Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun"un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
    Somut olayda;tarafların müşterek çocukları 06.02.1995 doğumlu ..."in eldeki davanın açıldığı 29.04.2015 tarihi itibariyle reşit olduğu da gözetildiğinde,davacı ... lehine hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olmayıp,yardım nafakası olduğunun gözetilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle davacı ... yönünden yoksulluk nafakası artırım kararının kesinleşme tarihi olan 04.02.2014 tarihinden eldeki artırım davasının açıldığı 29.04.2015 tarihine kadar aradan yaklaşık 1 yıl 2 aylık süre geçtiği gözetilerek tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranı nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka artışına karar verilmesi ve yine müşterek çocuk .... lehine hükmedilen nafakanın ...."in dava tarihi itibariyle reşit olduğu gözetilmek suretiyle yardım nafakası olduğun dikkate alınarak hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi