4. Hukuk Dairesi 2019/1642 E. , 2021/1383 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/02/2016 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/06/2018 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne dair verilen 29/01/2019 günlü Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine, bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak manevi tazminat davasının kabulüne, maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/05/2015 günü meydana gelen trafik kazasında davalı ..."un sevk ve idaresindeki araçla, davacının kullandığı motorsiklete çarparak davacının yaralanmasına neden olduğunu, davacının cismani zarara uğradığını, tedavi süresince hiçbir iş yapamadığını, ayrıca manevi zarara maruz kaldığını belirterek; maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının geçici işgöremezlik ve beden gücü kaybına uğradığı kabul edilerek, ıslah dilekçesi de dikkate alınmak suretiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; maddi tazminat davasına ilişkin olarak; davacının dava dilekçesinde yalnızca geçici maluliyete ilişkin talebinin bulunduğu, beden gücü kaybı nedeniyle tazminat isteminde bulunmadığı, ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde bulunmayan bir alacak kaleminin dava konusu edilemeyeceği, beden gücü kaybı sebebiyle istenen maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu trafik kazası sonucu cismani zarara uğradığını belirtip buna karşılık maddi tazminat isteminde bulunmuş, bilirkişi raporu üzerine verdiği ıslah dilekçesinde ise maddi tazminat miktarını beden gücü kaybından kaynaklanan zararını da eklemek suretiyle arttırmıştır. Cismani zarara ilişkin belirlemenin geçici iş gücü kaybı zararı yanında, beden gücü kaybı zararını da kapsadığı açıktır. Buna göre, beden gücü kaybına ilişkin zararla iligili olarak da işin esasının incelenmesi gerekirken bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçe ile bahse konu istem yönünden usulden red kararı verilmesi doğru olmamış, bu husus bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/03/2021 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’nun 370/1. maddesi gereğince onanması gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 24/03/2021