Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6475
Karar No: 2021/9375
Karar Tarihi: 30.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6475 Esas 2021/9375 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6475 E.  ,  2021/9375 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; eski damadının davalı bankadan kullandığı 18/03/2010 tarihli 80.000 TL bedelli 120 ay vadeli tüketici kredi sözleşmesine teminat olarak adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazı (daire) gösterdiğini, damadının krediyi çekmesinden sonra müşterek haneyi terk ettiğini, kredi taksitlerinin tamamını hiçbir gecikme olmaksızın 18/04/2010-17/07/2012 tarihleri arasında ödendiğini, davalı banka tarafından geçerli sebep olmaksızın kredi hesabının kat edildiğini ve eski damadı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlatıldığını, taşınmazın maliki olmasına rağmen icra takibinden haberi olmadığını, kıymet takdiri aşamasında icra takibinden haberi olduğunu, 22/08/2012 tarihinde 38.500 TL ve 04/09/2012 tarihinde 36.814,99 TL ödemek suretiyle tüm kredi borcunu kapatarak taşınmazın icra yoluyla satışını durdurduğunu, davalı bankaya 80.000 TL kredi borcu için toplam 112.014 TL ödediğini, davalı bankanın haksız ve hukuki dayanağı olmadan başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi neticesinde faiz, vergi, icra masrafı vekalet ücreti ve sair adı altında haksız olarak 32.014 TL fazla para tahsil ettiğini, ayrıca 1939 doğumlu olup eşinin aldığı emekli maaşı ile geçindiğini, etrafından borç alarak kredi borcunu kapattığını, bu durumdan çok etkilendiğini ileri sürerek; 5.000 TL manevi tazminat ile fazla tahsil edilen 32.014 TL"nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerde yatıranın adı, hangi borca mahsuben yatırıldığı gibi bilgilerin yer almadığını, ödemelerin dava dışı kredi borçlusunun ıban nosuna yapıldığını ve otomatik olarak gecikmiş borçlarına alacak kaydedildiğini, kredi borçlusu dava dışı İsmail"in aynı zamanda banka kredi kartı müşterisi olduğunu, ödemelerin kim tarafından ve hangi hesaba mahsuben yapıldığının belli olmaması durumunda banka sisteminin otomatik olarak önce vadesi gelmiş kredi kartı borcunun asgari ödemesini aldığını kalan tutarında dava konusu tüketici kredisine mahsup edildiğini, 17/11/2011 tarihinde yatan tutarın 393,58 TL si, 17/05/2011 tarihinde 498,11 TL si, 15/07/2011 tarihinde ise 29.50 TL si dava dışı İsmail"in kredi kartı borcunun asgari ödemesine otomatik olarak mahsup edildiğini, 17/06/2011 tarihinde ise yatan tutarın 395 TL sinin dava dışı İsmail tarafından çekildiğini, böylece toplam 1.316,19 TL taksit tutarının eksik kaldığını, Aralık 2011ve Ocak 2012 taksitleri yatırılmadığından yasal hakları kullanılarak hesabın kat edildiğini, davacının ipotek yükünden
    kurtulmak için borca mahsuben yaptığı ödemelerinin iadesinin söz konusu olamayacağını, davanın asıl muhatabının dava dışı İsmail olup davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 3.855,46 TL nin 04/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dosyanın incelenmesinde; dava dışı ..."ın davalı banka ile imzaladığı 18/03/2010 tanzim tarihli 80.000 TL bedelli 120 ay vadeli tüketici kredi sözleşmesine teminat olarak davacı adına kayıtlı taşınmazın ipotek gösterildiği, davalı banka tarafından sadece kredi müşterisi dava dışı ... aleyhine noter kanalıyla 18/01/2012 tarihinde 18/12/2011 ve 18/01/2012 tarihli taksitlerin ihtarname tarihi itibariyle ödenmediği gerekçesiyle muaceliyet ihbarnamesinin gönderildiği, ihbarnamenin muhataba adreste bulunmaması nedeniyle tebliğ edilemediği, davacıya ipotek maliki ve borçlusu olduğu halde aleyhine herhangi bir ihtarname keşide edilmediği gibi 18/01/2011 tarihinden itibaren ipotek borçlusu davacının yaptığı ödemelerde dekontlar üzerinde parayı yatıranın imzası bulunmasına rağmen yatırılan bedellere bloke konulmayıp kredi borcuna mahsup edilmediği, ödenmeyen kredi borcundan dolayı sadece dava dışı ... aleyhine 11/04/2012 tarihinde icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
    Bu durumda, davalı banka tarafından dava dışı İsmail adına keşide edilen muaceliyet ihbarnamesinin dava dışı İsmail"e tebliğ edilemediği, davacı adına ise hiç keşide edilmediği gözetilerek usulüne uygun muaceliyet ihbarında bulunulmadığının kabul edilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, davalı banka tarafından başlatılan icra takibinin dava dışı ... aleyhine yapılması ve bu nedenle icra takibinden haberi olmayan davacının, ipotekli taşınmazın kıymet takdiri aşamasında taşınmazın satışına karar verildiğini öğrenmesi üzerine muaceliyet ihbarının usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle icra mahkemesinde süresiz şikayet yoluna başvurma hakkı bulunduğu halde, davacı tarafça böyle bir başvurunun yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalara göre, davacının ipotek borçlusu olması sebebiyle kredi borcunu 92 ay vade imkanı ile ödeme hakkı mevcutken bankaca muaceliyet ihbarında bulunulmaması nedeniyle iki taksit halinde ödemesine neden olunduğu hususu ile kredi borcu için süresinde ödenen taksitlerin dava dışı ..."ın kredi kartı hesabına aktarılabileceği yönünde sözleşmede hüküm bulunup bulunmadığı hususunun da birlikte değerlendirilerek, tarafların kusur oranlarını belirleyen ve sözleşme hükümlerine göre davacının ödemekle yükümlü olduğu miktarı net olarak hesaplar bilirkişi raporu alınması için dosyanın kredi sözleşmelerinden anlayan hesap bilirkişisine tevdii ile Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde davacı yönünden karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi