12. Ceza Dairesi 2017/8233 E. , 2018/7787 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b-e, 22/3, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında TCK"nın 89/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken tercihen hapis cezasına hükmolunduğu, aynı Kanunun 50/2. maddesinde suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmolunmuşsa artık belirlenen cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceğinin belirtildiği; CMK"nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair düzenlenemenin sanık hakkında uygulanmasına karar verilirken aynı maddenin 6. fıkrasındaki unsurların hepsinin birlikte gerçekleşmesinin gerekeceği ve dosya kapsamına göre; katılanın kaza nedeniyle oluşan zararının sanık tarafından giderildiğine ilişkin dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığı, sanığın da aşamalardaki savunmalarında, olay nedeniyle oluşan zararı giderdiğine ilişkin bir beyanda bulunmadığı anlaşıldığından "dosya kapsamı, ceza adaleti ve katılandaki yaralanma ile suçun işleniş şekli ve sanığın geçmişi nazara alınarak" şeklindeki gerekçesi isabetsiz olan yerel mahkeme kararında TCK"nın 50. ve CMK"nın 231. maddelerinin uygulanmamasına karar verilmesi, sonucu itibariyle doğru olduğu kabul edildiğinden, tebliğnamede bu hususta bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Sürücü belgesiz sanığın olaydan 1 saat sonra yapılan ölçüme göre 250 promil alkollü olarak idaresindeki kamyoneti ile meskun mahalde gece vakti tek yönlü bölünmüş yolu ters yönden kullanarak seyri sırasında yolu karşıdan karşıya geçmek isteyen mağdura çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda; TCK"nın 61/2. maddesine aykırı olarak TCK"nın 22/3. maddesinin TCK"nın 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması yerine, 89/2-b-e maddesinden sonra uygulanması sonuca etkili olmadığından ve TCK"nın 22/3. maddesi gereğince arttırım yapılırken sanığın birden fazla bilinçli taksir nedeni oluşturacak kural ihlalinde bulunduğu gözetilmeden, temel cezada 1/3 oranında arttırım yapılması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın Adli Tıp KUrumu"ndan alınan rapora göre katılanın, maluliyetine neden olacak şekilde yaralanmadığı ve iyileşmiş olduğunun belirtilmesine göre hakkında verilen cezanın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak:
1-14/01/2014 tarih, 2013/1405-2014/63 karar sayılı taksirle yaralama suçundan hükmolunan 9 ay hapis cezası ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hükmolunan 3 ay hapis cezasına ilişkin ilk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, Dairemizin 18/05/2015 tarihli, 2014/13178 esas, 2015/8332 karar sayılı ilamı ile sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak bozma kararı verildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucu sanığın TCK"nın 89/1, 89/2-b-e, 22/3. maddeleri gereğince 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kazanılmış hak yönünden "Her ne kadar önceki hüküm sadece sanık tarafından temyiz edilmiş ve bozma işlemi yapılmış ise de kazanılmış hakkın önceki hükümde verilen toplam ceza miktarına ilişkin olup fiilden dolayı kazanılmış hak oluşmayacağından ve önceki hükümde toplam verilen ceza 12 ay olduğundan kazanılmış hak konusunda işlem yapılmasına yer olmadığına" karar verilmiş ise de Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.10.2002 gün ve 179/354 sayılı kararında "Her bir suç bakımından hükmedilen ceza, içtima sonucu belirlenen "toplam ceza"dan ayrı olarak bağımsız varlığinı koruduğundan, bu niteliği gereği kazanılmış hakka konu olur. Hükümlerde yer alan infaza ilişkin hususlar ve kararlar ise kazanılmış hakka konu olamazlar." Bu itibarla bozma ilamı öncesinde sanık hakkında taksirle yaralama suçundan hükmolunan 9 ay hapis cezasının 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeksizin, 22.10.2015 tarihli kararla 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilmesi,
2-TCK"nın 51. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte isabetle değerlendirilerek, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir kişiliği ve adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında teşdiden ceza tayinine esas olan "dosya kapsamı, ceza adaleti ve katılandaki yaralanma ile suçun işleniş şekli ve sanığın geçmişi nazara alınarak" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle hükmolunan sonuç hapis cezasının ertelenmemesine karar verilmesi,
3-Sürücü belgesi bulunmayan sanık hakkında TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.