12. Ceza Dairesi 2016/11297 E. , 2018/7788 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle öldürme
Hüküm :TCK"nın 85/1. maddesi gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği tarihin 01/03/2014 şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan, sanık müdafiinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, katılanlar vekilinin sanığın tamamen kusurlu olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Cezaevinden firar eden sanığın sürücü belgesi olmadığı için 17/02/2014 tarihinde arkadaşının kimlik bilgilerini kullanarak araç kiralama şirketinden kiraladığı araçla 28/02/2014 günü saat 19.00-19.30 saatleri arasında aydınlatmanın olmadığı, meskun mahal dışı, genişliği 10 metre, trafiğin tek yönlü işlediği bölünmüş, hafif virajlı çıkış eğimli, ve ölenin bulunduğu noktadan 13 metre mesafede sağa sürekli viraj levhası ve olay yeri fotoğrafları incelendiğinde kaza yerinin öncesinde yolun her iki yanında 50 km hız sınırı ve sağa tehlikeli viraj levhalarının bulunduğunun anlaşıldığı olay yerine geldiğinde, seyrine göre yolun sağında yürümekte olan üzerinde siyah renkli mont ve açık mavi renkte kazak bulunan mağdura aracının sağ ön tarafı ile çarptığı ve durmadan olay yerinden ayrıldığı, ertesi gün sabah yol kenarında ölü bir şahsın bulunduğunun jandarmaya ihbar edilmesi üzerine olay yerine gidilmesi ile olay yerine dağılan araç parçaları bulunarak çarpan aracın marka ve modeli hakkında bilgi edinilip yapılan araştırmalar ve aracı sanığa kiralayan kişiye yaptırılan teşhis sonucu, sanığın aracı başkası adına kiraladığı, 01/03/2014 günü saat 14.00 sıralarında kazalı olarak geri getirdiği, sanığın Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesince alınan savunmasında seyir halindeyken bir kişinin aniden önüne çıktığını, fren yapmasına rağmen kazaya engel olamadığını cezaevinden firar ettiği için korkuyla kaza mahallinden uzaklaştığını belirttiği, mahkemece sanığın eyleminin TCK"nın 83. maddesi kapsamında bulunan "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçu kapsamında kaldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği anlaşılmış olup;
Her ne kadar somut olayda sanık hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın fiziksel olarak çarpmayı fark etmesine rağmen çarpmış olduğu objenin bir insan olduğunu fark ettiğine yönelik savunmasının aksine her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, olay anı ve koşullarında mağdura aracı ile çarptığını fark etmeyen sanığın TCK.nun 83. maddesi kapsamında yükümlü olduğu ve yerine getirmesi gereken belli bir icrai davranışı bilerek gerçekleştirmediğinden söz edilemeyeceği değerlendirilerek taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; GPRS kayıtlarına göre aracın 19.00-19.30 sıralarında olay yerinden geçtiği, ölenin ise ertesi gün sabah saat 08.00 sıralarında olay yerinde ölü olarak bulunduğu, akabinde saat 11.00 de hastaneye getirildiği, kimlik tespitine çalışılmak üzere hastane morgunda bekletildiği, 19.30 da ölü muayene işlemine başlanıp, saat 20.23 de düzenlenen ölü muayene tutanağında ölümün ölü muayenesinin yapıldığı saatten 10 saatten fazla süre önce ölmüş olabileceğinin değerlendirildiği, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince yapılan otopsi sonucuna göre kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, kosta, vertebra ve pelvis kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, iç organ ve orta-küçük çaplı damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği,
Sanığın Tekirdağ Asliye Ceza Mahkemesince alınan savunmasında seyir halindeyken bir kişinin aniden önüne çıktığını, fren yapmasına rağmen kazaya engel olamadığını cezaevinden firar ettiği için korkuyla kaza mahallinden uzaklaştığını belirttiği, olay yerinin meskun mahal dışı olması, olay saati gece olup olay yerinde aydınlatmanın bulunmaması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın bir şahsa çarptığını bildiği, olay yerinde durup çarptığı kişiyi kontrol edip sağlık görevlilerini olay yerine çağırması ve kolluk görevlilerine haber vermesi durumunda ölenin hayatını kurtarma olanağı bulunmasına rağmen, olay yerinden hiç durmadan ayrıldığı, önceden gerçekleştirdiği bu davranışın başkasının hayatı için bir tehlike oluşturduğu ve bu fiilden kaynaklanan neticeyi önleme yükümlülüğü doğduğu halde, hareketsiz kalıp kimseye haber vermeyerek olay yerinden ayrılıp, bu imkanı kullanmadığı anlaşılmakla, otopsi raporundaki bulgular ve ölüm nedenine göre, mağdurun olaydan sonra en yakın sağlık kuruluşuna götürülerek tedavisinin yapılması veya sanık tarafından sağlık görevlilerine haber verilmesi durumunda da ölüm sonucunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu"ndan rapor alındıktan sonra, sanığın eyleminin TCK’nın 83. maddesinde belirtilen suçu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de:
1-İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkemece asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu mağdurun ölümüne neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;
2-Sürücü belgesiz sanığın meskun mahal dışında yağmurlu havada, hafif virajlı çıkış eğimli, ölenin çarpma sonrası bulunduğu noktadan 13 metre mesafede sağa sürekli viraj levhası ve olay yeri fotoğrafları incelendiğinde kaza yerinin öncesinde yolun her iki yanında 50 km hız sınırı ve sağa tehlikeli viraj levhalarının bulunduğunun anlaşıldığı kaza mahalline geldiğinde, dosya içerisinde bulunan ve kiralık araç sahibinden temin edilen GPS kaydına göre Gündüzlü Köyü mevkiinde saat 19.18 de 116.6 km/h, 19.19 da 100 km/h, 19.20 de 135.1 km/h , 19.21 de 105.5 km/h hızla seyir ettiği sırada yolun sağında yürümekte olan mağdura aracının sağ ön tarafı ile çarptığı ve durmadan olay yerinden ayrıldığı olayda mahallin oldukça üstündeki bir hızla seyreden sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.