MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/03/2015 tarih ve 2012/642-2015/140 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı hakkında 22.989,21 TL asıl alacağa dayalı olarak ilamsız icra yolu ile başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının trafik ve kasko sigortaları ile konutlara ilişkin Dask sigortalarını yıllardır müvekkiline yaptırmakta olduğunu, 2008 yılından itibaren davalının ödemeleri aksatmasından dolayı ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiş; 06.11.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile, icra takibine yapılan itirazın 12.271,86 TL"lik kısmının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı ile aralarında hiçbir sözleşme olmadığını, davacının prim alacağına dayalı takip yapamayacağını, ancak poliçeleri iptal edebileceğini, müvekkilinin prim borçlarının ödenmesi için talimat da vermediğini savunarak davanın reddi ile % 40 kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıya ait araçlara trafik ve kasko sigortaları yapan davacının, davalı adına yaptığı ödemelerin 20.034,86 TL olduğu, bu ödemelerin tahsili için başlatılan takibe davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin talep ve ikinci ıslah dilekçesi ile bağlı kalınarak 12.271,86 TL üzerinden devamına, takip konusu alacak miktarı olan 12.271,86 TL"nin %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından ödendiği iddia edilen sigorta primlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı adına sigorta poliçesi düzenlendiği ve sigorta primlerinin bizzat dava dışı sigorta şirketine ödendiği iddia edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereği tam olarak yerine getirilmediği gibi ayrıntılı olarak belirlenmemiştir. Bu durumda, öncelikle davacının davalı adına sigorta pirimlerini ödediği ve poliçelerin düzenlendiği tarihte araçların davalı adına kayıtlı olduğunu kanıtlaması gerekir. Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.