3. Hukuk Dairesi 2016/21747 E. , 2017/6065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile Kadıköy 5.Aile Mahkemesinin 2006/378E-838K sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk...z"in velayetinin davalıya verildiğini ve çocuk için aylık 300TL iştirak nafakası ile her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini, anılan nafakanın her yıl artarak dava tarihi itibariyle aylık 517 TL"ye ulaştığını,kendisinin 2014 Haziran ayında yeniden evlendiğini, ekonomik yükünün arttığını, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu, gerek tarafların yaşam ve ekonomik koşullarında meydana gelmiş olan değişiklikler, gerekse küçüğün ihtiyaç duyduğu gerçek ekonomik destek miktarının daha az olması nedeniyle gereğinden yüksek olan nafakanın aylık 400 TL"ye düşürülmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; taraflar arasında daha evvel açılmış bir nafaka artırım davası bulunurken davacı tarafın bu davayı açtığını, anılan mahkeme kararı ile nafakanın 550 TL"ye çıkarıldığını ancak dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, davacı tarafın aleyhe açılan bir dava varken bu davayı açmasının usul ve esas yönünden yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasında İstanbul Anadolu 2.Aile Mahkemesinin 2014/659E - 2015/386K sayılı dosyasında İhsan KUTSİ aleyhine ..."in iştirak nafakasının artırımı davası açtığı, anılan mahkemece 13/05/2015 tarihinde küçük için boşanma ilamı ile hükmolunan aylık 300 TL iştirak nafakasının 550 TL"ye çıkarıldığı, anılan kararın henüz kesinleşmediği gibi taraflarca bu karara karşı yasal yolların da tüketilmediği, davacının küçük için ödenmekte olan aylık 517 TL iştirak nafakasının aylık 400 TL"ye düşürülmesini talep ettiği, dolayısıyla taraflar arasında dava tarihi itibariyle davanın esasına ilişkin itibar edilebilecek, esas alınabilecek kesinleşmiş mahkeme kararı ile belirlenmiş aylık bir nafaka miktarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) TMK"nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
TMK"nun 330. maddesindeki düzenleme; nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.
TMK"nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.
Somut olayda; Kadıköy 5.Aile Mahkemesinin 2006/378E-838K sayılı kararı ile boşanmışlar, mahkemece boşanma ile birlikte, müşterek çocuk lehine 300TL iştirak nafakası ile her yıl DİE tarafından açıklanan ÜFE endeksine göre arttırılmasına karar verilmiş, davacı baba tarafından temyize konu dava ile iş bu nafakanın dava tarihinde ekonomik etkenlerle 517TL"ye ulaştığı ve bu miktarı ödeme zorluğu çektiğini iddia ederek 400TL"ye indirilmesini talep etmiş, mahkeme ise davalı kadın tarafından açılan iştirak nafakasının arttırımına ilişkin davanın kesinleşmediğinden bahisle davanın reddine karar vermiştir.
Hukuk mahkemesinde görülen bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir mahkemenin görevi içindeki bir hususun çözümüne bağlı ise hukuk mahkemesi o hususun görüldüğü davanın sonuçlanmasını kendisi için bekletici sorun yapabilir.
Görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasını başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir:
1.Bekletici sorun yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması,
2.İki dava arasında bağlantı bulunması.
Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
Bunun yanında; aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, birleştirilmesine karar verilebilir.
Görülmekte olan davaların birleştirilmesi için de iki şartın gerçekleşmesi gerekir:
1. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması,
2. Biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması.
Aynı şekilde; davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve davalar birleştirilebilir.
Somut olaya ise; davalı kadın tarafından açılan İstanbul Anadolu 2.Aile Mahkemesinin 2014/659E-2015/386K sayılı iştirak nafakasının arttırılması istemli dava dosyasının kesinleşmesinin bu dava için bekletici mesele yapılması ya da her iki davanın birleştirilerek yargılamanın yapılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.