3. Hukuk Dairesi 2016/7286 E. , 2017/6089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı borçluya ait trafoda abone olmadan elektrik tüketilmesi nedeni ile kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı düzenlendiğini, hesaplanan kaçak elektrik bedilinin ödenmemesi nedeni ile Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2006/2831 sayılı dosyası üzerinden takip yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2006/2831 sayılı takip dosyasında 7.503,75 TL asıl alacağa ve 1.066,69 TL işlemiş faize olmak üzere toplam 8.570,44 TL alacağa itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20"si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk eden fatura bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 23/08/2013 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı "2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1. fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise "davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır"". şeklinde düzenlenmiştir.
TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlığın davalının işyerinde kaçak elektrik kullanımından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, bu haliyle davalının TTK hükümlerine göre, tacir sıfatını haiz olup olmadığının araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevi içinde olduğu, tacir sıfatını haiz olmadığında ise uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, davanın taraflarının tacir sayılması halinde, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve 6100 sayılı HMK"nun 297/1-a maddesi uyarınca da kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi, davalının tacir sayılmaması halinde ise davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılıp sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme araştırmaya dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.