3. Hukuk Dairesi 2015/19079 E. , 2017/6101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat (maddi,manevi) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; davacı ...’in eski iş yerindeki iş arkadaşı vasıtasıyla akrabası olan davalının evlenmek için hanım aradığını beyan etmesi üzerine görüştüklerini, davalının evlenmek istediğini belirttiğini, konuşmalarına bakarak talebini kabul ettiğini, davalının davacı ...’in ablası diğer davacı Türkan ile yaşadıkları eve sık sık gelmeye başladığını, 21/01/2012 tarihinde eve iki şahit ve cami hocası ile gelerek imam nikahı kıydığını, yüzük taktığını, nişanlandıklarını söylediğini, ayrıca davacı abla Türkan’ın mağdur olmaması için ona yeni ev bakalım kirasını da ben ödeyeceğim dediğini, davacı Türkan’ın eve kredi çekerek harcama yaptığını, eve gelmeye devam eden davalının bir miktar para verdiğini, sonradan verilen paraların iki gecede bir gelip gittiği ve yediği yemeklerin karşılığı olarak verdiğini anladıklarını, davacı ...’in evlenmeye yönelik taleplerini davalının kabul etmediğini, evlenme niyeti olmadığını, başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu anladıklarını, manevi yönden yıprandığını belirterek; ev kiralanması ve yapılan masraflar nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 150.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı ... ile ortak tanıdıkları vasıtasıyla birbirlerini tanımak amacıyla tanıştıklarını, davacıya karşı herhangi bir evlenme vaadinin olmadığını, davacının sürekli maddi taleplerde bulunduğunu, dini nikah kıyılmadığını, sadece tanışma toplantısı yapıldığını, nişanlanmanın gerçekleşmediğini, zaman zaman davacıların evine misafirliğe gittiklerini, davacının para isteyip huzursuzluk çıkarması üzerine para verdiğini, aylık kiralarını da ödediğini, ibraname ile de arkadaşlıkları devam ettiği sürece kiralarını ödemeyi taahhüt ettiğini, davacının araba istemesi üzerine 6.000,00 TL gönderdiğini, kendisini kullanmaya çalıştığını, birbirlerine uygun olmadıklarını fark ederek davacı ... ile 01/08/2012 tarihinde ibraname imzalayarak ayrıldıklarını, ayrılmalarında kusursuz olduğunu, nişan yapıldığını belgeleyen delil bulunmadığını
savunarak davanın reddine ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacı ... ile davalının nişanlandıkları, davacıların nişan süresince çok borçlandıkları, davalının davacı ..."in ev için yapmış olduğu masraflara yardımcı olmadığı, davalının nişandan bir süre sonra davacı ... ile nişan bağını tek taraflı ve haksız olarak sonlandırdığı, davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, davacının nişanın bozulmasında bir kusurunun olmadığı, davalının kusurlu olduğu, başka bir kadınla birlikte olduğu, davacının nişan bozulması nedeniyle çok üzüldüğü, davalı ile davacı ... arasında 01/08/2012 tarihli ibraname imzaladıkları görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı ... yönünden 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, 01/08/2012 tarihli ibraname nedeni ile maddi tazminat talebinin reddine, davacı Türkan yönünden davacının nişan ve evlenme vaadi nedeni ile yapmış olduğu masraflar ve uğramış olduğu maddi zararlar nedeni ile toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, davalının usulüne uygun açılmış davasının olmaması nedeni manevi tazminat talebi hakkında hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Kural olarak kişinin davranış özgürlüğü, hukuk ve genel ahlak kuralları ile sınırlıdır. Nişanlanma tarafların ortak ve hür iradeleri Medeni Kanun’un belirlediği ilkeler çerçevesinde yapılması gerektiği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından davalı ile nişan yapıldığının iddia edildiği, davalı ise nişan yapılmadığını, arkadaşlık yaptıklarını savunduğu, davacı ... ile davalı arasında 01/08/2012 tarihli ibraname imzalandığı, ibranameye göre “2011 yılı Aralık ayında tanıştıkları, arkadaş olarak buluştukları, davacıların kiraya çıkınca ev kiralarını davalının 900 TL olarak ödemeye devam ettiği, 01/08/2012 tarihinde anlaşarak karşılıklı olarak maddi ve manevi haklardan vazgeçip helalleştikleri, aynı tarihte birbirlerini daha iyi tanımak için arkadaşlıklarının devamı süresince 900,00 TL davacıya ev kirasının davalının ödeyeceği” hususlarının açıklandığı, davacının duruşmadaki beyanında ibranameyi mehir bedeli olarak verdiği 6.000,00 TL’yi aldığını düşünerek imzaladığını, davalının beyanda ise davacının araba istediğini peşinat olarak 6.000,00 TL verdiğini, mehir bedeli olarak verilmediğinin belirttiği görülmektedir.
Davacı tarafın maddi tazminata esas harcama kalemlerini gösteren çizelgeye göre nişan için yapılan masrafları, davalının talebi ile yaptırılan ev tadilat masrafları, evlilik hazırlıkları, yol masrafı, davalının 03/12/2011-08/08/2012 arasında davalının davacıların yaşadığı eve geldiği ve kaldığı belirtilerek bu sebeple yapılan masrafları talep ettiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının imzaladığı ibraname ile maddi ve manevi haklarından vazgeçtiğini beyan ettiği, taraf ve tanık beyanlarına göre tarafların birlikteliklerinin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığı, dava dilekçesine ekli maddi tazminata dayanak yapılan masraf kalemlerinin eksik borç niteliği taşıdığı, davacıların taleplerinin hukuken koruma altına alınan talep kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, dosya kapsamı ve taraflar arasında düzenlenen ibraname gereği davacının yaşanan birliktelik nedeniyle maddi ve manevi haklarından vazgeçtiği, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığı dikkate alınarak davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.