16. Hukuk Dairesi 2015/13228 E. , 2016/1695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat .... ile aleyhine temyiz istenilen ... geldi. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 289 ada 3 parsel sayılı 3.448,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın 2005 yılında 500 metrekaresini, 2007 yılında 700 metrekaresini satın aldığını, üzerine ev yaptığını öne sürerek bu bölümün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., davacının iddia ettiği bölümün 500 metrekaresinin kendi adına satın alındığı iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) ile gösterilen toplam 700 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ifrazen davacı ... adına tesciline üzerindeki evin davacıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, (B1) ve (B2) ile gösterilen 500 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ifrazen müdahil davacı ... adına, geri kalan 2.248,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün 289 ada 3 parsel numarasıyla davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların satış olayına bizzat şahit olmadıkları ancak davacı tarafça kullanılmasına, tel örgü çekilmesine davalının bir itirazının bulunmadığına göre çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacı ve müdahil tarafından satın alındığının kabulünün gerektiği belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmadığı gibi varılan sonuç dahi usul ve yasaya uygun değildir. Davacı ..., davalıdan önce 500 daha sonra 700 metrekare yer satın aldığını, müdahil davacı ... ise alınan 700 metrekare yüzölçümündeki yerin 300 metrekaresinin kendi adına satın alındığını öne sürmekte, davalı ... ise davacıya 500 metrekare yer sattığını, daha sonra müdahil namına davacıya yalnızca 300 metrekare yer sattığını savunmaktadır. Diğer bir anlatımla hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A1), (A2), (B1) ile gösterilen toplam 800 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ve müdahil tarafından satın alındığı hususu tartışmasız olup esasen bu yön mahkemeninde kabulündedir. Çözümlenmesi gereken sorun (B2) ile gösterilen 400 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ve müdahile satılıp satılmadığı noktasında toplanmaktadır. Taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları satış olayını satışın taraflarından duyduklarını belirtmişlerdir. Bu beyanlara göre ne kadar yerin satıldığını belirlemek mümkün olmadığı gibi çekişmeli taşınmaz bölümünün ekilip biçilmeyen arsa niteliğinde bulunduğuna göre yargılama sırasında davacının taşınmazın çevresini tel örgü ile çevirmesinin davacı tarafından satın alındığının kabulünü de gerektirmeyeceği açıktır. Ancak davacı dava dilekçesinde delil olarak davalıya banka kanalı ile para gönderdiğine dair banka dekontları sunmuş, davalı ... vekili de cevap dilekçesinde davacının taşınmazı zorla satın almak istediğini, kendi iradeleri dışında ile davacının banka yoluyla yaptığı para havalesini fark ettikleri zaman ters havale yaparak parayı iade ettiklerini bildirdiği halde mahkemece banka kayıtları üzerinde gerekli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. O halde mahkemece dosyaya sunulan banka dekontlarının bir örneği de eklenerek ilgili bankadan davacı tarafından yatırılan paraların davalı tarafından davacıya iade edilip edilmediği sorulmalı, gelen cevaplar doğrultusunda taraflar arasında taşınmazın alım-satımı iradesinin gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, gerektiği takdirde bu konuda uzman bankacı ya da muhasebeciden rapor alınmalı bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çekişmeli (B) bölümünün davacı ve müdahil tarafa satılan yer olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Hal böyle olunca; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak verilen karar isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.