8. Hukuk Dairesi 2013/7234 E. , 2014/1419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Davacı-karşı davalı ... Akan ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair .... Mahkemesi"nden verilen 26.12.2012 gün ve 701/1083 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde; evlilik birliği içerisinde ... plakalı araçların edinildiğini, ilkinin vekil edeni adına diğer aracın ise davalı adına trafikte kayıtlı olduğunu, ayrıca davalı adına bankadan hesabının bulunduğunu, düğünde vekil edenine takılan tüm takılar düğün ertesinde davalı ve annesi adına kayıtlı kiralık kasaya konduğunu, kişisel malı niteliğinde bulunan ziynet eşyalarına ulaşılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davalı tarafından davacının evden kovulduğunu, ziynet eşyalarının da kiralık kasada kaldığını açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla ziynet eşyaları mevcutsa aynen, değilse yaklaşık değeri 15.000 TL ve araçlardan kaynaklanan katkı, katılma ve değer artış payı karşılığı olmak üzere 15.000 TL, ki toplam 30.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemenin isteğini açıklattırılmasını istemesi üzerine davacı vekili 29.09.2011 tarihli açıklama dilekçesi ile bankadaki hesap ve araçlar için 15.000 TL, ziynet eşyaları bakımından ise annesi ve kayınvalidesi yüzük kolye, küpeden oluşan set ile bilezik ve bileklik hariç olmak üzere diğer ziynet eşyaları için 15.000 TL"nin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuş, aynı vekil 27.04.2012 havale tarihli ıslah dilekçesiyle bankadaki para için isteğini 23.500 TL artırarak toplam 38.500 TL , ziynet eşyaları ile ilgili isteğini ise 15.000 TL"den 47.240 TL"ye yükseltmiş ve toplam 85.740 TL"nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı ... vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının ziynet eşyalarını birlikte götürdüğünü, kasada ve kendisinde kalan ziynet eşyası bulunmadığını, bu ziynet eşyasının bir kısmını kendisinde bıraktığını bir kısmını satarak ...plaka sayılı aracın alımında kullandığını, ....mevcut olan para olup kişisel malı olduğunu, davacı ... ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacı-karşı davalı adına trafikte kayıtlı bulunan .... plakalı aracın ise, edinilmiş mal kabul edilmesi gerektiğini, .... plakalı aracında kendisi adına kayıtlı bulunduğunu, davacı adına kayıtlı bulunan ... plaka numaralı araç nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsiline davacı- karşı davalı ...’in davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
-//-
2013/7234-2014/1419 -2-
Mahkemece, “..davacı-karşı davalı ..."in katılma alacağı ile ilgili istekle bağlı olmak koşuluyla 15.000 TL’si için dava tarihi olan 5.8.2010, 23.500 TL"si bakımından ıslah tarihi olan 27.4.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ...’ten alınarak davacıya verilmesine, bankadaki kasada bulunan muhtelif bilezikler karşılığı olarak değerlendirilen (14-18-22 ayar 16 adet muhtelif bilezik karşılığı 20.765 TL, 2 adet zincir kolye karşılığı 1.405 TL) toplam 22.170 TL"nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, alacağın 15.000 TL si için dava tarihi olan 5.8.2010, 7.170 TL"si bakımından ise ıslah tarihi olan 27.4.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı – karşı davacı ...’ten tahsiline, davalı – karşı davacı ...’in davasının kabulüne 10.000 TL katılma alacağının hükmün kesinleşmesi tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalı ..."den tahsiline, davalı – karşı davacı adına kayıtlı araç bakımından 10.000 TL katılma alacağının hüküm altına alınan miktar ile davacı ve karşı davalının 38.500 TL"den mahsubuna (faiz hesapları da dahil olmak üzere)…” karar verilmesi üzerine, davalı- karşı davacı ... vekili hüküm altına alınan ziynet eşyalarının değerinin fazla tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, bankadaki hesapta bulunan paranın kişisel mal olup, tasarruf özgürlüğünün bulunduğu, vekil edeninin maaşının davacının maaşından fazla olduğu gerekçesiyle, davacı- karşı davalı ... vekili ise, ziynet eşyalarının tamamı bakımından kişisel mal olması nedeniyle tümünün toplam değerinin hüküm altına alınması gerektiği, davacı vekil edeni adına kayıtlı bulunan ...plakalı aracın alımına mirastan gelen 3.000 TL"nin vekil edeni tarafından katkı yaptığı, mahkemece bu hususun göz önünde bulundurulmadığı, bundan ayrı davalı-davacı ... fazla hakları saklı kalmak üzere sadece 1.000 TL istediği halde 10.000 TL"nin hüküm altına alındığı görüşüyle hükmü ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
Dava, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağı ve edinilmiş mala yapılan katkı nedeniyle istenen değer artış payı alacağı ile kişisel mallardan doğan alacak isteğine ilişkindir (TMK. m. 202, 218, 219, 222, 229, 230, 231, 232, 235, 236, 227)
Taraflar 8.8.2004 tarihinde evlenmiş, 15.1.2009 tarihinde açılan ve kabulle sonuçlanan boşanma kararının 17.2.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Bu nedenle eşler arasında evlendikleri 8.8.2004 tarihinden boşanma davasının açıldığı 15.1.2009 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşlerin başka bir mal rejimini de seçtiklerini ileri sürmediklerine göre boşanma davasının açıldığı 15.1.2009 tarihinde aralarındaki yasal mal rejimi sona ermiştir. (TMK. m. 202, 225/2, 4722 s.K. m. 10)
Eşler edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde 8.8.2004 tarihinde evlendiklerine ve bankadaki hesabında 1.1.2002 tarihinden sonra açıldığı, TMK’nun 222/3. maddesi uyarınca, davalı eşin aksini de kanıtlamadığı dosya kapsamıyla belirlendiğine göre, bankadaki hesapta bulunan paranın TMK’nun 219 ve 222. maddeleri uyarınca edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir.
Davalı-karşı davacı vekilinin kabulüne karar verilen ziynet eşyasına yönelik hüküm bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı ... vekili dava dilekçesinde, ziynet eşyasından söz etmiş, daha sonra mahkemenin isteği üzerine verdiği açıklama dilekçesinde ise, bir kısım ziynet eşyalarını birlikte götürdüğünü, bir kısım ziynet eşyasının ise kayınvalidesi ile eşi adına İş Bankası"nda açılan ve anahtarı kendilerinde olan kasada saklandığını, bunlara ulaşamadığını ve davalı-davacı ...’ten kaldığını açıklamak suretiyle mevcutsa aynen, değil ise bedelin tahsili isteğinde bulunmuştur. Dinlenen bir kısım tanık beyanları ile tanık olarak dinlenen davalı ...’in annesinin kaçamaklı beyanlarında, gerçekten ziynet eşyalarının bir kısmının kasada saklandığı sonucuna varılmış ve bu husus dosyada bulunan diğer yan delillerle desteklendiği görülmüştür. Tanık olarak dinlenen davalı ...’in annesi beyanında, kasada bulunan bilezik ve çeyrek altınların olduğu, bir kısmını gelininin alıp götürdüğünü, kalanların da oğlu tarafından ihtiyaçları için kullanıldığını, daha
-//-
2013/7234-2014/1419 -3-
sonra ise, bu altınların satılarak davalı ...’in kendisine aldığı araca katkı yapmış olabileceğini bildirmiştir. Görüldüğü gibi, beyanın kendi içerisinde tutarlı olmadığı ancak, gerçekten altınların var olduğu ve kasada saklandığı kanaatini uyandırmıştır. Bu bakımdan davalı – davacı ... vekilinin bankada bulunup hüküm altına alınan para ile ziynet eşyalarının değeri olarak Ahmet’ten tahsiline karar verilen paraya yönelik temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmamıştır. Öte yandan, davacı – karşı davalı ... vekilinin de ziynet eşyalarına yönelik tümünün bedelinin tahsili konusundaki iddiaları dosya kapsamıyla kanıtlanamadığı sonucuna varıldığından bununda ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. O halde her iki taraf vekilinin açıklanan konulara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bankadaki para ve ziynet eşyalarına ilişkin hüküm fıkralarının açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davacı-karşı davalı ... vekilinin ...plakalı araçtan kaynaklanan katılma alacağı isteğine gelince; söz konusu araç 2.1.2008 tarihinde edinilmiş olup, davacı ... adına trafikte kayıtlıdır. Uzman bilirkişi makine mühendisinden alınan rapora göre, aracın alım tarihindeki değerinin 25.000, keşif tarihi olan 24.9.2011 tarihindeki değerinin ise 20.000 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalı ... vekili, yargılama sırasında savunma olarak vekil edenine miras parası olarak gelen ve kişisel malı olan 3.000 TL"yi aracın bedeline eklediğini, değerlendirmede bunun göz önünde tutulmadığını, bundan ayrı, davalı-karşı davacı ...’in sadece 1.000 TL istediğini, ancak mahkemece istek dışına çıkılarak 10.000 TL nin hüküm altına alındığını belirterek bozma isteğinde bulunmuştur.
Edinilen aracın TMK’nun 219. maddesi gereğince, edinilmiş mal olduğu hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. Savunma olarak ileri sürülen 3.000 TL"nin miras parası olarak geldiği dosya kapsamıyla anlaşıldığından TMK’nun 220. maddesi uyarınca, kişisel mal olduğunun kabulü gerekir. Araca yapılan 3.000 TL"lik katkı nedeniyle istenen alacak ise TMK’nun 227. maddesi uyarınca değer artış payı alacağına konu olmaktadır. Ne var ki, aracın alım tarihindeki değeri 25.000 TL olduğu halde, karar tarihi olan 26.12.2012 tarihine en yakın tarih olarak belirlenen 24.9.2012 tarihindeki (keşif tarihi oluyor) değeri uzman bilirkişice 20.000 TL olarak belirlenmiştir. Bu durum karşısında TMK’nun 227/1. fıkrasının son cümlesi gereğince; “…bir değer kaybı söz konusu olduğundan katkının başlangıçtaki değeri esas alınır…” Görüldüğü gibi araçta da değer kaybı söz konusu olup, davacı – davalı ... ancak katkı yaptığı 3.000 TL"yi alabilecektir. Mahkemece, bunun göz ardı edilmesi doğru değildir.
Her iki eşte karşılıklı dava açmak suretiyle külli (iki = çift taraflı) tasfiye istediğine göre, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında değer artış payı alacağı da dahil olmak üzere mahkemece külli tasfiyenin yapılması katılma alacakları ile borçlar belirlenip düşürüldükten sonra edinilmiş mallardan kaynaklanan katılma alacağının TMK’nun 236/1. fıkrası hükmü uyarınca hüküm altına alınması ve karşılıklı takasın yapılması gerekir. Daire daha önceki kararlarında, takasın yapılması için farklı bir yöntem uygulanmasını istemiş ise de, son zamanlarındaki kararlarında bu görüşünden dönülerek külli tasfiye ile takasın yapılması için diğer eşte bulunan malların savunma yoluyla da ileri sürülmesini yeterli görmüş olup, ayrıca bir dava açılmasına harcın yatırılmasına gerek görülmemiştir. 3.000 TL de davacı – davalı ... vekili tarafından karşı dava için savunma olarak getirdiğine göre, külli tasfiye ve takas konusunda mahkemece, göz önünde bulundurulması gerekir. Çünkü 3.000 TL kişisel mal olarak yapılan bu katkı edinilmiş mal sayılan aracın borcudur. Değerde düşme söz konusu olduğundan, değer artış payı alacağının hesaplanmasına, TMK’nun 227/1. fıkranın son cümlesi gereğince gerek bulunmamaktadır.
Bundan ayrı, davalı – karşı davacı ... vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sadece ...plakalı araçtan kaynaklanan 1.000 TL"nin katılma alacağı olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini istediği halde, HMK’nun 26. maddesine aykırı olacak biçimde katılma alacağının yarısına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Hakim, istekle bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. Ancak, istekten azına hükmedebilir. -//-
2013/7234-2014/1419 -4-
Kabulü şekline göre de, bankadaki paradan kaynaklanan 38.500 TL katılma alacağı bakımından TMK’nun 239/3. fıkrası gereğince karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bir kısmına dava tarihinden, bir bölümüne ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değil ise de, bu husus davalı – karşı davacı ... vekili tarafından açıkça temyiz konusu yapılmadığı anlaşıldığından bozma sebebi yapılmamıştır. Aynı biçimde araç bakımından da, davalı ... yararına hükmedilen 10.000 TL için TMK’nun 239/2. fıkrası gereğince karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren söz konusu alacağa faiz yürütülmesi de doğru değildir.
Davacı-karşı davalı ... vekilinin ...plakalı araçtan kaynaklanan katılma alacağına yönelik temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün sadece bu alacak bakımından 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda dökümü yazılı 145,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 536,30 TL"nin temyiz eden davalı-karşı davacıdan ve 690,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.502,15 TL"nin temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.