3. Hukuk Dairesi 2016/16525 E. , 2017/6226 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların 05.03.2014 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, tarafların davalının annesi ile birlikte yaşadıklarını, davalının ise annesinin devamlı baskısı altında hareket ettiğini, müvekkilinin evlenmesinden sonra sadece bir kez ailesinin evine ziyarete gitmiş olup davalının annesinin baskısıyla bir daha da ailesine gönderilmediğini, müvekkilinin her baskıya maruz kaldığını, hatta bu baskılardan da öte davalının evde olmadığı zamanlarda davalının annesinin müvekkilini eve kitleyip esir muamelesi yaptığını, bütün bu baskılara dayanamayan müvekkilinin evlendiği tarihten 3 ay sonra bulduğu bir fırsatta komşu ....telefonla arayarak gelip kendisini almasını istediğini, abisinin de gelip müvekkilini komşusunun evinden alarak baba evine götürdüğünü, müvekkilinin bugüne kadar davalı ile ayrı yaşadıklarını ancak ayrı kaldıkları dönem içerisinde bu evlilikten 18.03.2015 tarihinde bir çocuklarının dünyaya geldiğini, bugüne kadar müvekkilinin zor şartlarda geçimini sağlamaya çalıştığını, hiçbir gelir getirici işinin olmadığını, kendisine babasının baktığını, davalının maddi durumunun gayet iyi olduğunu, bu nedenlerle müvekkili lehine aylık 400 TL tedbir nafakası, müşterek çocuk.... için ise aylık 250 TL iştirak nafakası takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından aleyhine açılmış olan nafaka davasını kabul etmediğini, kendi annesi ile altlı üstlü oturduklarını, müstakil bir evde yaşadıklarını, annesinin evinin ayrı olduğundan bir baskısı ya da müdahalesinin olmadığını, kendisini haksız yere terk eden ve haksız olan kişinin davacı olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı lehine aylık 100 TL, müşterek çocuk lehine ise aylık 150 TL önlem nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ./..
Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 197. maddesinde; ayrı yaşamada haklı olan eşin diğer eşten tedbir nafakası isteyebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 186/3.maddesinde de; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıklarıyla katılacakları hükme bağlanmıştır.
Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Zira evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gerekli bazı ortak giderler mevcuttur. Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Diğer taraftan hâkim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre ise, davacı kadının ev hanımı olup çalışmadığı, bir çocuğu olduğu, abisi, babası, annesi ile kaldığı; davalı kocanın ise, tekstil işçisi, 1.000 TL geliri olduğu, annesine ait evde kaldığı anlaşılmaktadır. Yine davalıya ait maaş bordrosunun incelenmesinde ise, 2016/04. aya ilişkin aylık net gelirinin 1.344,22 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre davacı ve müşterek çocuk lehine takdir edilen tedbir nafakalarının miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakalarının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sıradaki geçim şartlarının dikkate alınması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınarak davacı ve müşterek çocuğun geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş ve müşterek çocuk yönünden daha uygun miktarlarda nafakalara hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar