Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11869
Karar No: 2017/6320
Karar Tarihi: 02.05.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/11869 Esas 2017/6320 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/11869 E.  ,  2017/6320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili, 10.12.1999 doğumlu davacı ...."ın, 21.10.2006 tarihinde evlerinin yakınında bulunan enerji nakil hattı direğine tırmandığı sırada elektrik çarpması sonucu yaralandığını, olay sonrası beş kez operasyon geçirdiğini, enfeksiyon kapma riski olduğu için okula devam edemediğini, boğazında kapanmayan bir delik oluştuğunu ve bu nedenle nefes almakta zorluk çektiğini, olayın meydana gelmesinde davalının kusuru bulunduğunu, zira davalının elektrik direğine çıkışı engelleyici gerekli tedbirleri almadığını ve direk üzerine hiç bir uyarıcı levha koymadığını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup; 19.000,00 TL maddi tazminat ile davacı mağdur çocuk .... için 15.000,00 TL, anne Hatice için 2.000,00 TL, baba Durmuş Ali için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL manevi tazminatın, müstakbel zararlar için 2.000,00 TL ve baş, alın ve boğazda meydana gelen kalıcı izlerin giderilmesi için gerekli olacak estetik operasyonlar için 1.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24.12.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat talebini 77.883,68 TL artırarak, 96.883,68 TL"ye çıkarmıştır.
    Davalı vekili, enerji nakil hattının mevzuata uygun olarak tesis edildiğini, emniyet mesafesi dahilinde hat geçirildiğini, direk üzerinde korkuluk ve ikaz levhasının mevcut olduğunu, olayın küçüğün emniyet mesafesini ihlal etmesinden kaynaklandığını, küçüğün anne ve babasının bakım ve gözetim görevini yerine getirmemeleri nedeniyle olayın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.

    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 04.06.2015 tarih ve 2014-15175 E.-2015/10227 K. sayılı ilamı ile; ‘’Mahkemece, küçüğün maluliyet oranına ilişkin olarak Adli Tıptan denetime elverişli rapor alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmesinin ve yine kusur durumuna ilişkin olarak önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden, önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri de giderecek biçimde, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, birbiriyle çelişen raporlardan ikincisine dayanılarak, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu "gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yine davanın kabulü ile, davacı mağdur küçük için 96.883,68 TL maddi tazminatın, 19.000,00 TL"sinin olay tarihi olan 21.10.2006 tarihinden, 77.883,68 TL"nin ıslah tarihi olan 24.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı küçük için 15.000,00 TL, davacı anne Hatice için 2.000,00 TL ve davacı baba Durmuş Ali için 2.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 21.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir. Şöyle ki;
    Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
    Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
    Somut olayda; mahkemece uyulan Dairemizin bozma ilamı uyarınca davacı küçüğün (...."ın) maluliyet oranına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu"ndan denetime elverişli rapor alınması hususunda usuli müktesep hak oluşmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamına uyulmuş ancak, davacı ...."ın maluliyet durumuna ilişikin Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınmamış, böylece bozma gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenlerine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi