22. Hukuk Dairesi 2018/12166 E. , 2018/22723 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
... ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren ... yerinde 16.08.1997 - 29.06.2007 ve 22.02.2008 - 12.02.2012 tarihleri arasında 13 yıl 1 ay 10 gün çalıştığını, ... sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 1997-2012 tarihleri arasında fasılalı olarak çalıştığını, makine ikmal şefine tazminatlarının ödenerek ... sözleşmesinin feshedilmesini istediğini, ancak ret cevabı aldığını, kimseye söylemeden ... yerini terk ettiğini, terkin 30.01.2012 tarihinde fark edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, hizmet süresi yönünden davacı adına bildirim yapan bir kısım sicil numaralı işyerlerinin davalı ile arasında organik bağ ya da asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı tespit edilerek ilgili çalışma sürelerinden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, son çalışma döneminden önceki çalışmaların tam bir tasfiye ile sona erip ermediği belirlenerek sonuca gidilmesi, fazla çalışma alacağı yönünden bordrolarda fazla çalışma tahakkuku olmayan aylar için fazla çalışma alacağının hesaplanması ve fesih yönünden de davacının ödenmeyen fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı ile bordroların gerçek ücret üzerinden düzenlenip düzenlenmediği hususlarında yapılacak inceleme ile bu iki hususun işçiye haklı fesih imkanı verip vermeyeceğinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonucunda aldırılan bilirkişi raporuna itibarla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin önceki çalışmalarının tasfiye edilip edilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece bozma sonrası aldırılan 21.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda 07.03.2005- 15.06.2006 tarihleri arasındaki dönemin tasfiye edildiği belirtilerek hesaplamalar buna göre yapılmıştır. Ancak 10.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen çalışma dönemi dışlanmadan dava konusu alacaklar hesaplanmış ve Mahkemece 10.10.2017 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. 07.03.2005-15.06.2006 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden yeni bir belge sunulmamasına rağmen son raporda bu dönemin neden hesaplamaya dahil edildiği raporda açıklanmadığı gibi iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden ve Mahkemece de son rapordaki hesaba itibar edilmesinin gerekçesi açıklanmadan son rapor hükme esas alınmıştır. İki rapor arasındaki çelişki giderilmeli ve belirtilen dönemin tasfiye edilip edilmediği açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra dava konusu alacaklar gerekirse yeniden hesaplanmalıdır. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 84. maddesinde gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. maddesinde ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04/02/1948 tarih ve 1944/10 esas, 1948/3 karar sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 13/05/2016 tarih ve 2015/1 esas ve 2016/1 karar sayılı ilamında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre, Dairemiz bozma ilamına uyulmasından sonra, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı vekili tarafından, 26.12.2016 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talep konusu alacakların miktarı artırılmıştır. Mahkemece, bozma sonrası yapılan ıslaha göre hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bozma sonrası ıslah hiç yapılmamış kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de; fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarından yapılan takdiri indirimler dışındaki sebeplerle reddedilen alacak miktarları (kıdem tazminatı ve fazla çalışma) üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetli olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.