Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6337
Karar No: 2019/1622
Karar Tarihi: 19.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/6337 Esas 2019/1622 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, haczin yapıldığı işletmenin borçlu şirkete ait iken taşınmazın ve içindeki demirbaşların davacı üçüncü kişi tarafından satın alındığı, bu durumda borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkinin işletme devri niteliğinde bulunduğu, TBK.\"nin 202. maddesine göre işletmeyi devralanın devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddedildiği ancak bu kararın eksik incelemeye dayalı olduğu ve muvazaa iddiasının ispatı için dayanılan tüm delillerin toplanması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu belirtilmiştir. İİK'nin 44., 96. vd. ve 337/a maddelerine, HUMK'un 428. maddesine atıfta bulunulmuştur.
8. Hukuk Dairesi         2016/6337 E.  ,  2019/1622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.



    Davacı üçüncü kişi vekili, haczin yapıldığı otelin bulunduğu taşınmazın borçlu şirkete ait iken satın alınarak tapuda devrin yapıldığını, haczin ise tapudaki devirden sonra olduğunu, ödeme emrinin borçlu şirketin işyeri adresinde işçisi imzasına tebliğ edildiğini ve bu adresin vekil edenine ait adres olmadığını, vekil edenine ait adreste yapılan haczin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek, istihkak iddiasının kabulünü talep etmiştir.
    Davalı alacaklı vekili, her ne kadar takip devir tarihinden sonra başlatılmış ise de takibe dayanak faturaların tarihlerinin devir tarihinden önce olduğunu, devrin yanlızca taşınmaz satışı olmayıp işyeri devri niteliğinde bulunduğunu, devre konu otelin isminin değişmesi dışında borçlu çalışanları ile otelin demirbaşlarının devirden sonra dahi aynı işyerinde bulunmasının önceki işyerinin devamı olduğunun kanıtı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, haczin yapıldığı işletmenin borçlu şirkete ait iken taşınmazın ve içindeki demirbaşların davacı üçüncü kişi tarafından satın alındığı, bu durumda borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkinin işletme devri niteliğinde bulunduğu, TBK."nin 202. maddesine göre işletmeyi devralanın devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    Devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir.
    Ayrıca, İİK"nin 44.maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK 337/a md) Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yol, muvazaanın iddia ve ispat edilmesidir.
    Bu bilgilere göre davalı alacaklı tarafından temyize konu olayda davacı 3. kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu iddia edilmiş, borçlu ile davacı üçüncü kişinin ... kayıtları, bu kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi, devre konu otelin demirbaşlarına ait faturalar ve tanık beyanlarına dayanılmıştır. Bu durumda Mahkemece alacaklı tarafından muvazaa iddiasının ispatı için dayanılan tüm deliller toplanarak muvazaa iddiasının değerlendirilmesi gerekirken taraflarca dayanılan deliller araştırılmaksızın, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi