23. Hukuk Dairesi 2014/1219 E. , 2014/5665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri(Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/436-2013/314
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften 13.12.2010 tarihinde istifa ettiğini, taraflar arasında yapılan protokole göre çıkma payı alacağının 7.055,00 TL"lik taksitler halinde 07.07.2012, 07.08.2012, 07.09.2012 ve 07.10.2012 tarihlerinde banka marifetiyle ödenmesinin kararlaştırıldığını, vadesi gelen taksitlerin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için Kayseri 7. İcra Müdürlüğü"nün 2012/9317 E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava tarihi itibariyle davacının alacağının muaccel olmadığını, 07.04.2012 tarihli genel kurulda çıkma payı alacaklarının ortaklığın sona erdiği tarihten itibaren 30. aydan başlayarak en geç 36. ay sonunda ödenmesine karar verildiğini, çıkma payının bir defada ödenmesinin kooperatifi zor duruma sokacağını, çıkma payından genel giderin düşülmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, banka ödeme talimatındaki imzaların kooperatif başkan ve başkan vekiline ait olduğu, bu yazıda kooperatif kaşesinin bulunduğu, davalı vekilinin dava sırasında verdiği 04.12.2013 tarihli dilekçesinde, talimatlar altındaki imzaların kooperatifin temsilcilerine ait olduğunu bildirildiği, davalının davacının bu miktar alacağının varlığını kabul ettiği ve ödenmesi için muhatap bankaya yazılar yazdığı, alacakların protokolde ve talimat yazılarında belirtilen tarihlerde muaccel olduğu, ödeme savunmasında bulunulmadığı ve bunun kanıtlanmadığı, takip tarihi itibariyle davacının çıkma payı alacağı olarak davalı kooperatiften likit nitelikte 28.220,00 TL asıl, 677,29 TL de faiz alacağı bulunduğu, davalının itirazının haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, takibe vaki itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun"un 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek olması nedeniyle ödemelerin geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce başlatılan icra takibi üzerine açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce takip başlatıldığı gerekçesi ile reddedilmelidir. Davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddi üzerine, aynı davanın alacağın muaccel olması sonrasında açılması halinde ne kesin hükümden ne de derdestlikten söz edilebilir.
Somut olayda, davacı ortağın istifa ettiği tarihte çıkma payı alacağına mahsuben 2012 yılının 7. ayından başlamak üzere her biri 7.055,00 TL bedelli toplam dört adet senet verildiği, böylece davacının çıkma payı alacağının 13.12.2010 tarihli protokolde belirtilen şekilde ödeneceğinin benimsendiği anlaşılmış olup, davacının istifanın aynı Kanun"un 12. ve anasözleşmenin 13. maddesi uyarınca sonuç doğurduğu 2011 yılına ait bilançonun görüşüldüğü ve onaylanarak kesinleştiği 07.04.2012 tarihli genel kurulda ödemelerin ertelenip ertelenmediğinin araştırılmasına gerek kalmaksızın, gerek 13.12.2010 tarihli protokolde, gerekse davalının bankaya yazdığı talimatlarda belirtilen ödeme tarihlerinde çıkma payı alacağının muaccel olduğunun kabulü gerekir. Diğer anlatımla, davacı alacağının muacceliyet tarihinin tespiti için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddesi hükümlerindeki koşulların ve sürelerin aranmasına gerek kalmadığının kabulü gerekir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.