23. Hukuk Dairesi 2014/2498 E. , 2014/5669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 28. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2012
NUMARASI : 2011/306-2012/83
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 13.11.2013 gün ve 3535 Esas, 7046 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 08.09.2009 tarihinde “Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin iki yıl süreli olduğunu, müvekkilinin yüklendiği edimi en iyi şekilde yerine getirmek üzere bir çok malzeme satın aldığını ve gerekli sayıda personeli işe alıp bunları eğittiğini, edimini yerine getirmeye başladığını, ancak davalının sözleşme süresi dolmadan sebepsiz olarak sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, davalının keyfi olarak sözleşmeyi feshetmesinin sözleşme ve TMK"nın 2. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere 20.000,00 TL"nin tazminatın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede feshe ilişkin hükümlerin açıkça düzenlenmediğini, sözleşmenin 9/b maddesi uyarınca sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek, en az 3 ay önceden noter ihtarı ile sözleşmenin feshinin mümkün olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan hakkını kullanarak sözleşmeyi feshettiğini, ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşme bedelinin piyasa rayiçlerinin çok üzerinde olduğunu, müvekkili şirketin eski bir elemanının davacı şirketle işbirliği yaptığını, müvekkilinin davacı şirkete güvenini kaybettiğini, davanın haksız açıldığını savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.11.2013 tarih ve 3555 E., 7046 K. sayılı ilamıyla, taraflar arasında akdedilen 08.09.2009 tarihli “Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi”nin 9/b maddesinin; “Müşteri iş bu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde asgari 3 ay önceden noter marifetiyle feshi ihbar yapabilir...” hükmünü içerdiği, davalı şirketin ise, Beşiktaş 25. Noterliği"nin 23.11.2010 tarih ve 17900 numaralı ihtarnamesi ile, sözleşmenin görülen lüzum üzerine 28.02.2011 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiğini karşı tarafa bildirdiği, ancak fesih bildiriminde, herhangi bir sebep bildirilmediği, sözleşmede belirtilmeyen bir nedenle de olsa feshin bir gerekçeye dayanması ve kanunen korunmaya değer haklı bir nedenin bulunması gerektiği, oysa somut olayda yargılama sırasında feshin hangi haklı nedene dayandığının davalı tarafça iddia ve ispat edilemediği, bu nedenle mahkemece; işin esasına girilerek davacının talepleri dikkate alınarak tüm taraf delil ve belgeleri değerlendirilip gerektiğinde uzman bilirkişi heyetinden açıklamalı, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak, tüm dosya içeriği birlikte tartışılmak sureti ile uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 08.09.2009 tarihli sözleşmenin 9.2.b maddesi "Müşteri (davalı şirket), işbu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde; asgari üç ay önceden noter marifetiyle feshi ihbar yapabilir. Süreye uymadan sözleşmeyi feshetmesi halinde üç aylık hizmet bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt eder." hükmünü içermektedir. Davalı tarafça gönderilen Beşiktaş 25. Noterliği"nin 23.11.2010 tarih ve 17900 yevmiye no"lu ihtarında, sözleşmenin görülen lüzum üzerine, sözleşmenin ilgili maddelerine dayanılarak 28.02.2011 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiği davacıya bildirilmiştir. Ancak fesih bildiriminde, sözleşmede belirtilenler dışında hangi haklı fesih nedenine dayanıldığı açıklanmamış, bir neden gösterilmemiş ve sözleşmenin görülen lüzum üzerine feshedildiği belirtilmiştir. Sözleşmenin anılan maddesi hükmüne göre, sözleşmede gösterilmeyen bir nedenle de olsa feshin haklı bir gerekçeye dayanması ve kanunen korunmaya değer haklı bir nedeninin gösterilmesi gerekir.
Sözleşmenin feshe ilişkin 9/c maddesi hükmü ile birlikte konu ele alındığında, sözleşmede bazı fesih nedenlerinin ayrıca belirtildiği, 9.2.b maddesinde ise fesih nedenlerinin bunlarla sınırlı olmadığı, başka bir gerekçe ile de fesih yoluna gidilebileceğinin bazı koşullar getirilerek kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu itibarla anılan 9/b madde hükmünde ilgili tarafa keyfi fesih hakkının tanındığını kabule imkân bulunmamaktadır.
O halde, diğer durumlarda olduğu gibi somut olayda da davalının, fesih için fesih ihbarının yapıldığı tarihte doğmuş olmak kaydıyla bir sebep göstermesi ve tazminatla sorumlu olmaması için de bu sebebin haklı olması gerekmektedir.
Davalı vekili tarafından, müvekkili şirket adına sözleşmeyi yapan kişi ile davalı şirketin işbirliği içinde olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve sözleşmenin buna bağlı olarak feshedildiği yönünde, yargılama aşamasında ileri sürdüğü fesih nedenleri hakkında, herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, yargılama aşamasında davalı tarafından fesih ihtarında belirtilmeyen ancak yargılama aşamasında usulüne uygun olarak ileri sürülen fesih nedenini kanıtlayıcı delillerin ibraz ettirilmesi, davalının fesih ihtarı ve sonradan ileri sürdüğü fesih nedeni ve taraflar arasındaki sözleşme maddeleri kapsamı da birlikte değerlendirilerek, öncelikle davalı tarafından sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, haklı ise tazminat talepleriyle ilgili şartların oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, gerektiğinde uzman bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması gerekirken, yazılı gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi doğru görülmediğinden, Dairemizin 13.11.2013 tarih ve 3535 E., 7046 K. sayılı bozma ilamı kaldırılarak, kararın açıklanan değişik gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 13.11.2013 tarih ve 3535 E., 7046 K. sayılı bozma kararı kaldırılarak kararın değişik gerekçe ile davalı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme peşin harcının istek halinde iadesine, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.