17. Ceza Dairesi 2016/12359 E. , 2018/13592 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle sanığın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması gerekir. Bir adrese ilk defa tebligat yapılacaksa 7201 sayılı Kanunu"nun 21, daha önce tebligat yapılmış adrese tekrar tebligat yapılacaksa da aynı Kanunu"n 35. maddesine göre tebliğ işlemi gerçekleştirilecektir.
Somut olayda, gerekçeli kararın sanık ...’a mahkemede bildirdiği en son adrese tebliğe çıkarılmadan, UYAP sisteminden yapılan incelemede sanığın eski MERNİS adresi olarak gözüken adrese tebliği usulsüz olduğundan, sanığın, öğrenme üzerine verilen 04/12/2014 havale tarihli temyiz isteminin, süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise;
Sanıkların, olay tarihinde mağdurun işyerine müşteri gibi gelerek beş adet tişörtü çaldıklarının ve tişörtlerin toplam değerinin 75 TL olduğu anlaşılmakla, sanıklar hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Bu dava sebebiyle yapılan toplam 43,00 TL yargılama gideri açısından, suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin payları oranında alınmasına karar verilmesi sonucu, paylarına düşen oranın 6352 sayılı Yasa"nın 100. maddesi ile CMK"nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,
3-Sanıklar hakkında hapis cezası mahkumiyetlerine karar verildiği halde 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... (...) ve ...’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, hükmü temyiz etmeyen diğer sanık ...’in de 1412 sayılı CMUK"nun 325. maddesi uyarınca bozmadan yararlandırılmasına, 31.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.