3. Hukuk Dairesi 2021/4311 E. , 2021/9394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen karara karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla; dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 14.01.2013 tarihli gayrimenkul alım-satım komisyon sözleşmesine göre alacaklı olduğu simsarlık ücretinin tahsili amacıyla, davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu, bundan sonra ilçe tüketici hakem heyetine başvurarak alacağını talep ettiğini, ancak hakem heyetinin hukuka aykırı olarak alacağın zamanaşımına uğradığından bahisle başvuruyu reddettiğini ileri sürerek; ...İlçe Tüketici Hakem Heyetinin 27.11.2018 tarihli 58620180002014 sayılı kararının iptaline, 3.186 TL"nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, zamanaşımı süresinin icra takibi başlatılmasıyla kesildiği gerekçesi ile, davacının itirazının kabulüne, ...İlçe Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı"nın 11/10/2018 tarih ve 058620180002014 sayılı kararın iptaline, 3.186,00 TL tellallık ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 21.05.2021 tarihli yazısında; mahkemece isabetli şekilde taraflar arasında 14.01.2013 tarihinde imzalanmış olan simsarlık sözleşmesinden doğan komisyon alacağının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve davalı yanca usulüne uygun zamanaşımı definde bulunulmasına rağmen yapılan icra takibi dolayısıyla zamanaşımının kesildiği hususu tespit edilmişse de, tüketici hakem heyeti başvurusunda toplamda 3.186 TL talep edilmiş olmasına rağmen daha önce 2.700TL"lik kısım yönünden zamanaşımının kesildiğinden bahsedilebileceği gözetilmeksizin alacağın tamamı yönünden kabul cihetinde karar verilmiş olmasının hukuka aykırı bulunduğu belirtilerek; kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363.maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Zamanaşımı, alacak hakkını gerçek anlamda sona erdirmez. Kanunda öngörülen zamanaşımı sürelerinin dolmasıyla alacaklının alacağını dava yoluyla takip ve tahsil etme imkanı ortadan kalkar. Borçluya defi hakkı verir.
Simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar için, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 147. maddesinin 5 nolu bendi ile 5 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar (TBK m.149/1). Kanunun 154.maddesinde zamanaşımını kesen durumlar açıklanmıştır. Hükme göre, borçlunun borcunu ikrar etmesi, faiz ödemesi, kısmi ifada bulunması, rehin vermesi veya kefil göstermesi, alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme veya mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması ve iflas masasına başvurması hallerinde zamanaşımı kesilir. Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre başlar (TBK m.156/1).
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 14.01.2013 tarihli "Gayrimenkul Alım-satım Komisyon Sözleşmesi"nin 4. maddesinde taşınmaz satış bedeli olan 90.000 TL üzerinden %3 + KDV simsarlık ücretinin sözleşmenin imzalanması ile ödeneceği öngörülmüştür. Buna göre simsarlık ücret alacağı sözleşmenin imzalandığı anda muaccel hale gelmiştir.
Davacı, 07.11.2014 tarihinde 2.700 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış; 17.05.2018 tarihinde ise ...İlçe Tüketici Hakem Heyetine başvurarak 3.186 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Tüketici hakem heyetinin 11.10.2018 tarihinde alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle başvurunun reddine karar vermesi üzerine, mahkemeye başvurarak tüketici hakem heyeti kararının iptalini istemiş, Mahkemece icra takibi nedeniyle zamanaşımı kesildiği, alacağın zaman aşımına uğramadığı gerekçesiyle hakem heyeti kararının iptaline, 3.186 TL"nin tahsiline karar verilmiştir.
Alacağın icra takibine konulan 2.700 TL lik kısmı için zaman aşımının kesilmiş olduğu tespiti doğru ise de takibe konu edilmeyen ancak tüketici hakem heyeti başvurusunda talep edilen (3.186 TL -2.700 TL) 486 TL lik (KDV miktarına denk gelen) kısım için sözleşmenin yapıldığı tarihten (14.01.2013) tüketici hakem heyetine başvuru tarihine (17.05.2018) kadar simsarlık sözleşmelerinden doğan alacaklar için öngörülen kanuni 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olmasına rağmen alacağın tamamı hakkında zamanaşımı süresinin kesildiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının HMK m. 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 30.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.