Esas No: 2015/11008
Karar No: 2017/4269
Karar Tarihi: 08.06.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/11008 Esas 2017/4269 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ....Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 48 ve 50 parsel sayılı sırasıyla 6.537,49 metrekare ve 5.993,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 101 ada 48 ve 50 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 14.10.2014 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde davacının keşif için gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığından bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Mahkemece daha önce de 20.11.2007 tarihli duruşmada keşif kararı verildiği, bu karar uyarınca davacı tarafça keşif ücreti yatırıldığı ancak keşif günlerinde davacı tarafın kusuru olmayan sebeplerle keşfin yapılamadığına dair tutanaklar tutulduğu, artan keşif giderlerinden dolayı 2009 ve 2010 yılında davacıdan eksik kalan miktarın yatırılmasının istendiği, dosya içerisinde bulunan makbuzlardan davacının bu eksikliği tamamladığı anlaşılmaktadır. Mahkemece artan keşif giderleri gerekçe gösterilerek yeniden keşif gideri istenmesi adil yargılanma ve devlete güven ilkeleriyle bağdaşmaz. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinde; taraflardan her birinin dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorunda olduğu, davacının hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu Kanun gereğince re"sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderlerin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı hükmü düzenlenmiştir. Hal böyle olunca; davacının, kararlaştırılan keşiflerin yapılamamasında atfedilebilecek bir kusuru bulunmamasına ve özellikle davanın, kişiler arasında görülmekte olduğu dikkate alındığında keşifte ziraatçi bilirkişi dinlenmesinde yarar bulunmadığı halde, keşif avansında artışa sebep olacak şekilde ziraatçi bilirkişi için ücret taktir edilmesine yer olmadığının da anlaşılmasına göre ek keşif avansı yatırılmasına ilişkin ara karar yerinde olmayıp, bu ara karara uyulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.