3. Hukuk Dairesi 2014/3156 E. , 2014/7037 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KONYA 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2012
NUMARASI : 2012/48-2012/30
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalı ile aralarında 01.01.2006 tarihli sözleşme düzenlendiğini, sözleşme hükümlerine göre kendisine düşen edimi yerine getirdiği halde, davalı şirketin 2007 yılı kâr payını ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişki hakkı saklı kalmak üzere 17.000,00 TL"nin tahakkuk tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Ciar cihazında kullanılacak olan film, yedek parça vs. cihazın çalışmasında kullanılacak olan parçaların alım bedellerinin davacı tarafından ödeneceğinin sözleşme ile kararlaştırıldığı halde, davacının bu bedelleri ödemediğini, edimini yerine getirmediği için de kâr payı isteyemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, adi ortaklı neticesi Numune Hastanesinde kurulan röntgen cihazının kârının ½ oranında paylaşılmasının taraflarca kararlaştırıldığı, davalı tarafından, davacının sözleşmenin 136.maddesindeki yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle ödeme yapılmadığı ileri sürülmüş ise de, adi ortaklık taraflarca fesih edilmediği sürece, sözleşmeden kaynaklanan kâr dağıtımının yapılması gerektiği gerekçesiyle 17.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada ileri sürülen maddi olguları nitelendirmek, uygulanacak yasa maddeleri bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HUMK. 76, HMK. 33.) Davada çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin yorumunda eş söyleyişle sözleşmenin sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi mi yoksa adi ortaklık sözleşmesi mi olduğunun tespitinde toplanmaktadır.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620.md) Her ortak, para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak, ortaklığa bir katılım payı koymakla yükümlüdür.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, katılım payları, ortaklığın amacının gerektirdiği önem ve nitelikte ve birbirine eşit olmak zorundadır. (TBK 621.md) ortaklar, niteliği gereği ortaklığa ait olan bütün kazançları aralarında paylaşmakla yükümlüdür. (TBK 622.md) Yine, TBK 623/1.fıkrasında; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşit olacağı, 3.fıkrasın da ise; bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
Sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi ivazlı bir sözleşmedir ve tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme niteliğindedir. Ödünç veren, ödünç alanın aldığı ödüncü gelir getirici bir faaliyette kullanmak suretiyle elde ettiği kazançtan pay alır. Bu sözleşme ile ödünç veren, bir miktar paranın veya diğer bir misli şeyin mülkiyetini belirli bir amaçla kullanılmak üzere ödünç alana devretmeyi; ödünç alanda ödünç verene bu kullanımdan elde edeceği kazanımdan bir pay vermeyi ve süre sonunda aynı nevi ve miktardaki şeyi geri vermeyi yüklenirler. Sonuca katılmalı ödünç sözleşmesinde, ödüncün gelir/kâr getiren bir faaliyette kullanılması kararlaştırılır. Ödünç alanın, karşılık olarak sonuçtan pay vermeyi yüklenmiş olması, sonuca katılmalı ödünç sözleşmesinin karakteristik bir özelliğidir. Sonuca katılmalı ödünçte, ödünç alan aldığı parayı belirli bir amaçta, gelir getiren bir faaliyette kullanmak zorundadır.
Ortaklık iradesi, ortak amaca ulaşmak için birlikte çaba gösterme iradesi sonuca katılmalı sözleşmelerde bulunmamaktadır.
Elde edilmiş olan sonuç veya kâr üzerinden payın talebi, normal bir alacak hakkı olup, ortaklık hukukuna tabi bir talep değildir. Tarafların birbirine karşı sorumluluğu BK 96/ TBK 112 vd. hükümlerine tabi olup, BK 528/TBK 628.md uygulama alanı bulmayacaktır. Yine sonuca katılmalı sözleşmelerde kural olarak bir faaliyetten bahsetmek de mümkün değildir. (Bkz. Sonuca Katılmalı Sözleşme Kavramı ve Gelir Paylaşmalı İnşaat Sözleşmesi-Yard.Doç.Dr.Emrehan İ...
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 01.01.2006 tarihli sözleşme ile, Konya Numune Hastanesinde kurulan CİAR cihazının ödenmesinin yapılması ve filmlerin satılmasına ilişkin bir sözleşme düzenlenmiştir.
Bu sözleşmeye göre; cihaz faaliyete geçtikten sonra kullanılacak olan filmlerin satın alınması işlemi sözleşme ekinde yer alan fiyat listesinde yer alan rakamlardan yapılıp, ödemelerinin sipariş anında veya mal geldiğinde A.İhsan .. tarafından yapılacağı, satılan filmlerin ilgili hastaneye tesliminin yapılıp bedellerinin tahsilatının döner sermayeden alınmasını müteakip mal bedel tutarı ile yapılan kâr tutarının A.İhsan .."a ödeneceği, satılan her filmin veya yedek parçasının alış bedellerinin ödenmesinin A.İhsan ..."a ait olup, kârlarının ortak olacağı, ayrıca taraflar bu anlaşma şartlarını yerine getirdikleri müddetçe ve de Hastane mal alımından vazgeçmediği sürece, anlaşmanın devam edeceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, az yukarıda açıklanan ilkeler ışığında değerlendirildiğinde kâra katılmalı ödünçten ibarettir. Sözleşmenin mahkemece adi ortaklık olarak yorumlanması (TBK 624 BK. 523.md) hükümlerine göre aykırıdır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; taraflar arasındaki sözleşmenin sonuca katılmalı ödünç olarak kabulü ile taraf delillerinin bu sözleşme hükümleri doğrultusunda değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermekten ibaret olmalıdır. Hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.