3. Hukuk Dairesi 2014/1068 E. , 2014/7049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2013
NUMARASI : 2010/199-2013/25
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davalının sayacının çalışmaması nedeniyle sayacın 08.08.2008 tarihinde değiştirilerek 20.04.2007-8.8.2008 tarihleri arası için 8.822,99 TL kıyas borcu tahakkuk ettirildiğini, davalının borcu ödemediğini, hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu tahakkukun daha önceki tüketim eğilimi ve fiili kullanma miktarı ile bağdaşmayacak oranda yüksek olduğunu, tahakkukun yersiz ve haksız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, İzsu Tarifeler Yönetmeliğinin 16.maddesi uyarınca hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak; davanın kabulüne, davalının İzmir 17. İcra Müdürlüğü"nün 2009/23199 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, takibin devamına karar verilen bölüm üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı kurum tarafından gerçekleştirilen 20.4.2007-8.8.2008 tarihleri arası için 8.822,99 TL kıyas tahakkukundan kaynaklanmaktadır.
Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan İZ-SU Tarifeler Yönetmeliğinin 16.maddesi; Sayaç Tamir ve Ayarı Başlığı Altında; "Doğru kayıt yapmadığı iddiasıyla şikayet eden abonenin su sayacı kontrol edilir. Kontrol sonucu doğru çalıştığı saptandığında 34.madde hükmü uygulanır.
Sayacın arızalı olduğu dönemlere ait nasıl işlem yapılacağına dair Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü"nün Tamir ve Ayar Raporu varsa bu rapora göre böyle bir rapor yoksa sayacı durmuş veya işlememiş olan abonelerin tahakkukunda esas tutulacak sarfiyatı aşağıda gösterildiği gibi tesbit edilir.
Su Sayacı:
A) Suyun ilk defa aboneye verilmesi tarihinden sonra ilk tahakkuk tarihinden önce durmuş ise veya suyu kullananın (yeni malik veya kiracı) değişmesi halinde, bundan sonraki devre sarfiyatı ilk devrenin tahakkukuna esas tutulur.
B) Sayaç ilk abonelik yılının ikinci veya sonraki devreleri (dönemi) içinde durmuş ise, sayacın bağlandığı tarihten itibaren kaydetmiş olduğu sarfiyatların ortalaması baz alınarak ilgili devre (dönem) tarifesi ile tahakkuk yapılır.
C) Sayaç ilk abonelik yılı bittikten sonra herhangi bir devre (dönem) içinde durmuş ise; varsa bir evvelki yılın aynı devresine ait sarfiyatı yok ise; yıllık sarfiyat ortalaması baz alınarak ilgili devre (dönem) tarifeleri ile tahakkuk yapılır.
D) Su kaçağı olmayan ve başka yere su vermeyen abonelerin, yüksek sarfiyattan ötürü Sanayi ve Ticaret Müdürlüğüne başvurmaları sonucu, raporları doğru olanlarına, abonenin geçmiş 1 yıl içindeki devre sarfiyatlarının en yükseği ile yeni takılan sayacın kaydetmiş olduğu ilk sarfiyat ortalaması baz alınarak ilgili devre (dönem) tarifesi ile tahakkuk yapılır.
(Genel Kurul’un 15.12.2003 tarih ve 05/306 sayılı kararına istinaden değişik şekli)
E ) Herhangi bir nedenle, İdaremizce sökülen ve kontrole alınan su sayacının geçmiş devrelerinde ve/veya sayacın sökülmesi soncucu tespit edilen anormal yüksek sarfiyat olması halinde, su kaçağı olmaması, başka yere su vermemesi ve geçmiş devre sarfiyatlarının bulunduğu sürelerde gayrimenkulde bulunulmaması (boş olması) halinde, var ise geçmiş 1 yıl içindeki devre (dönem) sarfiyatlarının en yükseği, yok ise daha önceki yıllara ait olan devre (dönem) sarfiyatlarının en yükseği baz alınarak ilgili devre (dönem) tarifesi ile tahakkuk yapılır. Gayrimenkulün kullanıyor durumda olması halinde geçmiş yüksek devre sarfiyatlarına madde hükmü uygulanamaz. ..." hükmünü içermektedir .
Somut olayda; davalının davacı idare ile 01/03/2007 tarihinde konut dışı su tarifesine göre abonelik sözleşmesi imzaladığı,söz konusu aboneye ait sayacın 10/04/2007 tarihine kadar 49 günde 152 m3 sarfiyat kaydettiği, 20/04/2007 ile 08/08/2008 tarihleri arasında sayacın bozuk olup, sarfiyat kaydetmediği, 476 gün için kıyaslama yolu ile 1476 m3 tüketim bedelinin davacı tarafça tespitinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yönetmelik madde metninden de anlaşılacağı üzere; 16. maddeye göre tahakkuk yapılabilmesi için davacının sayacının arıza sebebiyle durmuş olması gerekir. Nitekim Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünün 04.09.2008 tarihli raporunda da 684309 nolu sayacın bozuk olduğu, işlemediği belirtilmiştir. Bu nedenle, İzsu Tarifeler Yönetmeliğinin 16./B maddesine göre kıyas tüketim hesaplaması yapan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, hükme asas alınan bilirkişi raporu ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, sayacın bozuk olması nedeniyle kıyas tahakkukunun İZ-SU Tarifeler Yönetmeliğinin 16.maddesine göre yapıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Ne var ki, sayacın bozuk olması nedeniyle gerçekleştirilen kıyas tahakkukun da davacının bir kusuru yoktur. Bu nedenle, normal tüketim faturalarının ödenmemesi nedeniyle uygulanması gereken gecikme zammının sayacın davalının kusuru dışında tüketim kaydetmemesi nedeniyle oluşturulan kıyas tahakkukunda uygulanması Yargısal içtihatlara uygun görülmemiştir. Bu durumda, şartları itibariyle oluşmayan gecikme zammı talebinin reddine karar verilerek şartları varsa yasal faiz (reeskont faizi) uygulanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile gecikme zammının da davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak; İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Somut olayda; davacı tarafından yapılan kıyas tahakkukunun yüksek olduğu, tahakkukun yanlış yapıldığı gerekçesiyle, davalı tarafından kıyas tahakkuk bedeli ödenmemiş ve mahkemece kıyas tahakkununun hesabı için bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava aydınlatılmıştır. Bu durumda, alacağın likit olmadığı kabul edilerek, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.