3. Hukuk Dairesi 2014/3267 E. , 2014/7076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2012
NUMARASI : 2010/653-2012/32
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Merkez Mah. Uğur Sk. No:.Kağıthane İstanbul adresindeki işyerinde 7519682-4 tanker sözleşmesi ile su kullanmakta olduğunu, davalı tarafından KSUB (Kullanılmış suların uzaklaştırma bedeli) olarak 24/12/2008 tarihli 1322747869 nolu fatura ile toplam 52.558,60-TL ayrıca 05/01/2009 tarihli 1324996784 nolu fatura ile toplam 863,98-TL haksız ve hukuka aykırı borç tahakkuk ettirildiğini, haksız icra takibine maruz kalmamak için dava açma hakkı saklı tutularak fatura bedellerinin 17.02.2009 tarihinde 2.023,16-TL si peşin ve geri kalanı taksitle ödemek üzere senede bağlandığını, dava konusu faturaların tek taraflı ve usulüne aykırı olarak düzenlenen kaçak su tutanağı esas alınarak düzenlendiğini, kaçak su kullanımının söz konusu olmadığını öne sürerek, haksız ve hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirilen dava konusu fatura bedellerinden sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili İSKİ elemanlarının yaptıkları ilk inceleme sonucunda davacı abonenin sayaçtan önce iki ayrı yerden 100"lük boru çıkışı ile sayaç harici kaçak tanker suyu kullanıldığı ve ikinci kontrolde de sayaç harici bir hat çekerek kaçak su kullanıldığının tespit edilerek tutanaklar tanzim edildiğini, müvekkili idarenin tahakkuk ettirdiği faturalarının yasa ve mevzuata uygun olarak düzenlendiğini, usulüne uygun düzenlenen fatura bedelinin ödenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, yargılama sırasında davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 41.831,58-TL"nin ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ve davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacının hükmedilen faizin nitleğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 3095 sayılı Yasa’nın 2/3 üncü maddesi uyarınca gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi zorunludur.
Somut olaya gelince, davacı dava dilekçesinde dava konusu ettiği alacağının avans faizi ile tahsilini talep etmiş, mahkemece davacı tarafın avans faizi isteminin yerinde olduğu göz ardı edilerek, yasal faiz tatbik edilerek tahsiline karar verilmiştir. Davacı şirketin, tacir olduğu gözetildiğinde alacağının avans faizi ile tahsilini talep edebileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalı tarafın, hükmedilen faizin başlangıç tarihine yönelik temyizi itirazına gelince; 818 sayılı BK"nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ""Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer"" şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.
Mahkemece yargılama sırasında, davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
O halde somut olayda, davalı taraf için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp, davalı tarafın temerrüdü yoksa dava tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.