21. Hukuk Dairesi 2015/5639 E. , 2015/17861 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/42-2013/345
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01/05/1981 olduğunun tespitiyle, diğer hizmetleriyle birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.05.1981 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, O.. B.. na karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, SGK ve Orman İşletme Müdürlüğü aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
./..
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, davacının dava dilekçesine ekli olarak sunduğu 1981/5. ay puantaj kayıtlarında adının bulunduğu, yine davalı işverenlikçe sunulan belgelerde; 1981 yılı Mayıs ayı bordrosunda adı geçen M.. K.." nın 29/01/1968 doğ. Yakup oğlu M.. K.. olup sig. Sicil nosunun davacınınkinden farklı olduğu, 4 günlük çalışmasının sigorta priminin yatırıldığı, ayrıca M.. K.. isimli yakın dönemde ( 1981 yılında) Eğirdir Orman işletmede çalışan diğer kişilerinde bordrolarının gönderildiği anlaşılmıştır.
Yapılacak iş, davalı işverenlikçe M.. K.. isimli kişi/ kişiler hakkında yapılan bildirimlerden davacının kendisine ait olduğu iddiası bulunan bildirim olup olmadığını davacıya sormak, davacının böyle bir iddiası var ise bu bildirimin davacıya ait olduğunun tespiti halinde hak düşürücü sürenin geçmeyeceği de dikkate alınarak bu bildirimin gerçekten davacıya ait olup olmadığını araştırmak, bu bağlamda; M.. K.. adına davalı işverenlikten sigorta bildirimi yapılan ve davacının kendisine ait olduğunun tespitini talep ettiği sigorta sicil dosyası ya da dosyalarını eksiksiz bir biçimde getirtmek, kolluk araştırması yapmak, davalı işverenliğin 1981/5. ay bordrosunun davalı kurumdan getirtilmek suretiyle bordro tanığı dinlemek, işe giriş bildirgesinin temini ile gerektiğinde imza incelemesi yaptırmak, sigorta bildirimi yapılan kişiyi davalı sıfatıyla davaya dahil etmek, davalı işyerinden bildirimi yapılan M.. K.." ya ait işyeri özlük dosyalarını ve çalışma dönemine ilişkin ücret ödeme belgelerini getirtmek, davanın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermek, bu dönemdeki çalışmanın davacıya ait olmadığının tespiti halinde ise şimdiki gibi davanın hak düşürücü süreden reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.