20. Hukuk Dairesi 2015/4870 E. , 2016/1039 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesine göre yapılan kadastro çalışmalarında, ... .. köyü 101 ada 1 nolu taşınmaz orman olarak sınırlandırılarak Hazine adına tapuya kaydedilmiştir. Davacı gerçek kişi, zilyetliğe dayanarak, altı parça taşınmazının genel arazi kadastrosu sırasında adına tespit edilmeyerek tescil harici bırakıldığını iddia ederek, taşınmazların bir kısmının ölü babası ... ... mirasçıları adına, bir kısmının ise ... ... mirasçıları ile amcası ... .. mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Daha sonra davacı gerçek kişi tarafından tescil davasına konu yaptığı taşınmazların, 101 ada 1 nolu orman parseli sınırları içinde kaldığını iddia ederek, tapu iptali davası açmış, davalar birleştirilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tapuda orman niteliği ile ... adına kayıtlı 101 ada 1 nolu orman parseli sınırları içinde bulunduğu, davanın kesinleşmiş orman kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğu ve davacının tapuya dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı gerçek kişi tarafından temyizi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/03/2013 gün ve .../... E. - .../... K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle "Her nekadar; mahkemece dava konusu taşınmazların 101 ada 1 nolu orman parseli sınırları içinde kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; kadastro müdürlüğünün 22.07.2010 havale tarihli yazısında, dava konusu yapılan taşınmazların 101 ada 1 nolu orman parseli içinde olduğu belirtilmiş ise de, mahkemece keşif yapılarak, taşınmazların paftadaki konumu belirlenmek suretiyle, davaya konu edilen taşınmazların 101 ada 1 nolu orman parseli sınırları içinde olup olmadığı belirlenmediği gibi, davaya konu 101 ada 1 nolu orman parselinin, davanın açıldığı tarihte kesinleşmiş olup olmadığı araştırılmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazların paftadaki konumlarına göre 101 ada 1 nolu parsel sınırları içinde oldukları belirlendiği taktirde, davanın açıldığı tarihte davalı parselin tutanağının kesinleşmiş olup olmadığı araştırılıp, varsa tapu kaydı da getirtilerek görev hususunun gözetilmesi, mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Değinilen yön gözetilmeden hüküm kurulamaz." hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu, dava konusu taşınmazların 101 ada 1 orman parseli içinde bulunduğu, orman sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 10 yıllık sürede zilyetliğe dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılıp 03.12.2009 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 101 ada 1 orman parseli içinde ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.