3. Hukuk Dairesi 2014/3165 E. , 2014/7082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAHÇE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2012
NUMARASI : 2011/81-2012/51
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil R.. S.., davalı H.. A.., dava dışı Durdu Mehmet Soylu ve Halil Soylu arasında 05.05.2000 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, damacana su dolum tesisi konusunda ticari faaliyette bulunulmasının kararlaştırıldığını, davalı tarafın sözleşmeye uygun davranmadığını ileri sürerek, davalı şirketin kuruluş tarihinden dava tarihine kadar geçen süredeki gelirlerinin hesaplanarak müvekkilin yüzde dörtlük hissesine düşen gelirin ticari faiziyle birlikte tahsilini, 4.000 TL"nin davalı şirketten alınarak müvekkiline iadesini, müvekkil ile davalı H.. A.. arasındaki sözleşmeye uyulmamasından dolayı sözleşme kuruluş akdinin 6 nolu maddesinde belirtilen cayma şartının gerçekleşmesi sebebiyle, inşaat yapım bedeli ve su dolum fabrikasının yapılan tüm harcamalarının 5 katı cezai şartın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000 TL"nin ticari faiziyle hesaplanarak davalı H.. A.."dan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekilitemyiz etmiştir.
818 sayılı önceki BK"nun 534.maddesi; "Şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar şirket mukavelesi dairesinde müştereken şeriklere ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir şerikin alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler.
Hilafı mukavele edilmiş olmadıkça, şerikler, birlikte yahut bir mümessil vasıtasiyle üçüncü şahsa karşı deruhde etmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes"ul olurlar." hükmünü içermekte olup; aynı husus yeni yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK"nun 638.maddesinde de "Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleriborçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde ve önceki kanun hükümlerine paralel şekilde düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesi, davalı savunması ve tüm dosya kapsamından davacı ve davalı şirket ile dava dışı H..., D.M..S.."da arasında adi ortalık kurulduğu anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından bu tür davalarda dava açılırken husumet tüm ortaklara karşı yöneltilir. Dava dışı H..S.., D.. M.. S.."da kurulan adi ortaklığın bir ortağıdır. Öyle olunca mahkemece dava dışı ortaklar H.S..D..M..S..nun da davaya taraf olarak katılımı sağlanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlamadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.