14. Ceza Dairesi 2014/10166 E. , 2015/4865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen verilip kısmen re"sen de temyize tâbi hükümlerin suça sürüklenen çouklar ile sanık müdafileri ve katılan mağdure ile katılan müşteki tarafından temyiz edilmesi ve suça sürüklenen çocuk ... müdafilerince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 11.03.2015 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak ... müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine ibraz ettiği yetki belgesine dayanarak sanık ... adına gelen Av. ... ve ibraz ettiği vekâletnameye dayanarak gelen Av... huzura alınarak duruşmaya başlandı.
-2-
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık ... hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafileri temyiz layihalarını açıklayarak savunmalarda bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istediler.
Sanık müdafii ... Yargıtay"a ait kararlar sundu. Alındı, okundu, dosyasına konuldu.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözleri sorulan sanık müdafileri savunmalarına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 25.03.2015 Çarşamba günü saat 13:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenip, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Mağdurun beyanının alındığı 11.05.2011 tarihli oturumda onsekiz yaşını doldurduğunun anlaşılması karşısında, reşit mağdurun yaşı itibarıyla, annesi olan müşteki İsmet"in kamu davasına katılamayacağı gözetilmeden müdahilliğine karar verilmesi, müşteki İsmet"e hükmü temyiz hakkı vermeyeceği ve katılan mağdurun 25.11.2013 tarihinde yüzüne karşı tefhim edilen hükmü 1412 sayılı CMUK.nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık kanunî süreden sonra 03.12.2013 günlü dilekçe ile temyiz anlaşıldığından, müşteki ismet ile katılan mağdurun temyiz istemlerinin 5320 Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin suça sürüklenen çocuklar ve sanık müdafilerinin temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuklar ile sanık haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan suça sürüklenen çocuklar ve sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile Ümit müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmalarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
-3-
Suça sürüklenen çocuklar ile sanık haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Aynı zaman ve mekanda birbirini takiben nitelikli cinsel istismar eylemlerini beraber gerçekleştiren suça sürüklenen çocuklar ile sanığın bizzat işledikleri eylemlerin yanı sıra diğerlerinin eylemlerine de katılmalarından dolayı haklarında atılı suçun nitelikli hali olan 5237 sayılı TCK.nın 103/3. maddesi ile birlikte aynı Kanunun 43/1. maddesinin de uygulanması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması neticesinde eksik ceza tayini,
TCK.nın 49. maddesi uyarınca aynı Kanunun 103/6. maddesinin 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasını gerektirmesi ve, suça sürüklenen çocuklar ile sanık haklarında TCK.nın 103/2-3-4 maddelerinin tatbiki suretiyle bulunan hapis cezalarının ise 20 yılı aşması karşısında aynı maddenin 6. fıkrasının uygulanma olanağının kalmadığı gözetilmeden yazılı şekilde cezaların ayrıca bu fıkraya göre artırılarak hüküm kurulması,
5237 sayılı TCK.nın 53/4. maddesine aykırı olarak suç tarihinde onsekiz yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuklar Ümit ve Vedat haklarında aynı Kanunun 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Mağdura yaşının küçüklüğü nedeniyle baro tarafından vekil tayin edildiği ve mağdur ile vekili arasında vekaletnameye dayalı bir ilişkinin olmadığı dosya içeriğinden anlaşılmasına rağmen yazılı şekilde suça sürüklenen çocuklar ile sanık aleyhine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi,
Suça sürüklenen çocuklar Ümit ve Vedat haklarında uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK.nın 103/2, 103/3, 103/4 ve 103/6. maddeleri uygulanmak suretiyle verilen 24 yıl hapis cezası üzerinden, suça sürüklenen çocukların suç tarihinde onbeş-onsekiz yaş grubunda olması nedeniyle, aynı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması sonucunda bulunan 16 yıl hapis cezasının 31/3-son cümle düzenlemesi nazara alınarak 12 yıla indirilmesi ve bu miktar üzerinden TCK.nın 62/1. maddesiyle indirim yapılarak neticeten 10 yıl hapis cezası tayin edilmesi gerekirken, 16 yıl üzerinden indirim yapılarak 13 yıl 4 ay hapis cezası belirlenmesi suretiyle sonuç cezaların fazla tayini,
-4-
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuklar ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları ile Ümit müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
24.03.2015 tarihinde verilen işbu karar 25.03.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından Rıfat Sarı hazır olduğu halde sanık müdafii Av. Uğur Coşkun"un yüzüne karşı tefhim olundu.