Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4373
Karar No: 2016/1088
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4373 Esas 2016/1088 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/4373 E.  ,  2016/1088 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... Yönetimi, ... ve aslî müdahil ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, 17.05.2006 günlü dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği; Taşlıyayla köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu ve adına kayıtlı tapu kaydı kapsamında kaldığını iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    ..., dava konusu edilen taşınmazın güneyindeki ark ve yol arasındaki yerin kendisine ait olduğunu bildirerek davaya harçlı katılımda bulunmuştur.
    Mahkemece; dava konusu taşınmazın kadastro sırasında ... olarak tescil harici bırakıldığı, orman alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağı, kadastrodan önceki hukukî sebebe dayanıldığından on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/12/2013 tarih ve 2013/9790 Esas 2013/11961 Karar sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "İncelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
    Şöyle ki; hükme esas alınan raporlarda çekişmeli taşınmazın yörede 1978 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen ve bir örneği dosyasına getirtilen orijinalinden fotokopisi çıkarılmış kadastro pafta örneğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın, arazi kadastrosu sırasında Devlet Ormanı niteliğiyle tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. HGK’nın 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751; 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183 - 187; 2004/8-15-7; 2004/8-242-292 ve 20. H.D.’nin 2008/20-214-241 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tespit harici bırakılan yerler, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, kesinleşme tarihine kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyecektir. Ancak, bu tarihten sonra sürdürülen zilyetlik ise davacı yararına hak doğurabilecektir. Genel uygulama bu yönde olmakla birlikte, kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında, paftasında orman belirtmesi yapılarak tespit dışı bırakılan yerlerin, resmî belge ve bilgilerden yararlanmak suretiyle yapılacak araştırma sonucu öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması ve mevcut fiilî durum itibariyle de orman olmadığı ve çevre ziraat arazileri ile de bütünlük arzeden yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, yukarıda belirtilen kuralın uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, bu türden yerlerin 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında imar-ihya edilmesi ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanması ile de kazanılması mümkündür. 13.10.2009 tarihli keşif sonucu alınan orman bilirkişi ve fen bilirkişi raporları ile çekişmeli taşınmazın 1957 yılı memleket haritasında orman bitki örtüsü ihtiva etmeyen açık alanda kaldığı, % 3 - 5 eğimli olduğu, davacının dayandığı Mayıs 1975 tarihli 7 nolu, ilk geldisi Ağustos 316 Y. 12 nolu olan tapu kaydı kapsamında kaldığı, etrafının şahıs arazileriyle çevrili bulunduğu, ziraat bilirkişi raporu ile üzerinde 15-20 adet çok yaşlı söğüt ağacı bulunan çayırlık niteliğinde bulunduğu, zilyetliğin 25-30 yıldır devam ettiği belirlenmiş, bu olgular dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile de doğrulanmıştır. O halde, 20 yıllık zilyetlik süresinin davacı yararına oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir."" denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulü ile, Muş ili, Varto ilçesi, Taşlıyayla köyü, Zerdo Mezrası mevkiindeki 16/10/2009 tarihli fen bilirkişi raporunda taralı (A) harfi ile gösterilen 18624 m2 alanın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ... Yönetimi, ve aslî müdahil ... vekilleri tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1978 yılında yapılan tapulama çalışmaları bulunmaktadır. Bölgede orman kadastrosu çalışmaları yapılmamıştır.
    İncelenen dosya kapsamından önceki kararın Dairemizce kesin olarak bozulması ve yerel mahkemece bozma kararına uyulması nedeniyle davalılar ... ve ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; mahkemece, müdahil ...’ın hak iddia ettiği dava konusu edilen taşınmazın güneyindeki ark ve yol arasındaki bölüm araştırılmadan davacı ..."ün davasının kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece, 13/10/2009 tarihinde keşif yapılmış, müdahil ise keşif yapıldıktan sonra 16/10/2009 tarihinde usûlüne uygun harçlı dilekçesiyle davaya katılmış, ancak; davaya katıldığı tarihten sonra 24/12/2009 tarihinde yapılan ilk celsede ise müdahilin katılma dilekçesinde bildirdiği deliller toplanmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ... davaya katıldıktan sonra keşif yapılmadığından keşfe dayalı delilleri de elde edilememiştir.
    Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak açıklama ve ispat hakkını da içerir (HMK madde 27).
    Her ne kadar, davalı olarak ... Yönetimi yerine ... Bakanlığı (... Bakanlığı) gösterilmiş ise de bu husus temsilcide yanılma olup, dava ... Genel Müdürlüğü vekilince takip edilmiş olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Karar başka nedenle bozulmuş olduğundan karar başlığının yeni kurulacak hükümde düzeltilmesi mümkündür.
    Tarafların, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkı anayasal bir hak olduğu gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur. Somut olayda, müdahil ...’a davasını ispat için katılma dilekçesinde belirttiği delillerini ve tanıklarını bildirilmesi için süre ve imkan tanınması, dilekçesinde bildirdiği delillerinin toplanması ve ondan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hukukî dinlenilme hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde müdahil davacıya davasını ispat için dayandığı delillerin toplanması için süre ve imkan verilmeden davanın sonuçlandırılması önemli bir usûl hatası olup, bozmayı gerektirmiştir (HMK madde 371/1-c ).
    Ayrıca, dava, TMK"nın 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davası olup; ... ve ilgili kamu tüzel kişileri aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kanunî hasım durumunda bulunduklarından yargılama giderleriyle sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ... Yönetiminin yargılama giderine ilişkin, katılan ...’ın esasa ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine 28/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi