3. Hukuk Dairesi 2014/7673 E. , 2014/7199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MUDANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/394-2013/375
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, Mudanya ilçesi, Aydınpınar köyü, Değirmencivarı mevkii 112 ada, 2 parselin davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğunu, gayrimenkulün müvekkilinin murisine ait iken Kadastro çalışmaları sırasında 43 nolu parsel olarak Kadastro çalışmaları ile tapu kayıt miktar fazlası bulunduğundan bahisle 112 ada 3 Parsel olarak müvekkili adına ve kayıt miktarı fazlası kısmın 112 ada 2 Parsel olarak davalı Maliye Hazinesi adına yazıldığından bahisle davalı Maliye Hazinesi adına tescil edilen gayrimenkulün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare davasını ıslah ederek taşınmazın 11/11/2003 tarihinde 3. kişiye satılmış olduğunu ileri sürerek, davada tapu iptali ve tescile yönelik taleplerinden feragat ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL zeytin ağacı bedelinin tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmü davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 21.05.2012 tarih ve 2012/6814-12718 sayılı ilamı ile "Rumlar tarafından dikilen zeytin ağaçlarının belirlenmesi gerektiği gerekçesi" ile bozulduğu, mahkemenin, bozma ilamına uyduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı murisinin tapu kayıt kapsamında olduğu zannıyla taşınmaza zeytin ağaçları diktiği, ağaçların 85 ve üzeri yaşta olduğu, davacının dikilen ağaçların bedelini sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı arasındaki mülkiyete ilişkin uyuşmazlık, Mudanya Kadastro Mahkemesinin 1998/8 E 2001/57 K sayılı ilamı ile sonuçlanmıştır. İncelenen satış dosyası içeriğine göre davacının, taşınmazın mülkiyetine ilişkin davayı kaybettiği tarihten sonra da fiilen kullanıp karşılığında hazineye ecrimisil bedeli ödediği anlaşılmış olup, esasen 3. kişiye satış tarihine kadar taraflar arasında bu konularda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Medeni Kanunun 722. maddesi gereğince bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.
Aynı Kanunun 723. maddesi gereğince malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Ödenecek tazminatın kapsam ve tutarı ise malzeme sahibinin iyiniyetli veya kötüniyetli olması durumuna göre değişecektir.
Somut olayda, dava konusu yerin miktar fazlası olarak Hazine adına tescil edildiği anlaşılmakta olup mahkemece, davacı malzeme sahibinin iyiniyetli olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir. Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır.
Usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak temyiz eden davalı aleyhine olacak şekilde daha önce hükmedilen 17 945,00 TL"yi aşan şekilde (20 000,00 TL"nin) tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.