1. Hukuk Dairesi 2015/908 E. , 2015/6168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2013
NUMARASI : 2010/927-2013/594
Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana 2.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 21.10.2013 gün ve 2010/927 esas 2013/594 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 16.10.2014 gün ve 464-15849 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar Filiz ve Gönül tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalıların kötü niyetli olduklarının ileri sürülmediği, vekaleten azledilen İsmet’in davada davalı olarak gösterilmediği, davalıların tapu kaydı ve vekaletnameye güvenerek taşınmazı satın aldıkları ve iyiniyetli oldukları, dava dışı İsmet’in azledilmiş olmasını davalıların bilebilecek durumda olmadıkları gibi azilnamenin satış tarihinden sonra Tapu Müdürlüğüne ulaştığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece, mahkemenin vekil İsmet yönünden inceleme yaptığı, oysa dava konusu taşınmazların devri sırasında A.. B..’in vekil sıfatı ile hareket ederek davacıya vekaleten taşınmazları davalılara temlik ettiği, davacı tarafından Ahmet’e verilmiş vekalete dosya kapsamında rastlanmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Ne var ki, taşınmazların tesciline dayanak teşkil eden 19/08/2011 tarihli ve 11230 yevmiye nolu akit tablosunun incelenmesinde aktin son sayfasında “davacılar tarafından verilen vekaletnamelerin bazıları tevkilli vekaletler olduğundan sistem tarafından satıcılara mükerrer vekalet yazılmış tarih ve numaraları şerh edilerek doğru şekilde düzeltilmiştir” açıklaması altında, K.. A..’nin Adana 1.Noterliği’nin 17/08/2010 tarih 19367 nolu vekaletnamesinde verdiği yetkiye istinaden vekil İ.. A.. tarafından temsil edildiği anlaşılmaktadır.
Anılan bu husus davalılardan Filiz ve Gönül’ün karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin HUMK."nun 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin 16/10/2014 gün ve 464-15849 sayılı bozma kararının açıklanan nedenlerden dolayı ortadan kaldırılmasına;
./..
Dosya içeriği, toplanan delillerden; davacının, paydaşı olduğu 7178 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki bilumum hak ve hisselerinin tamamını veya bir kısmını dilediği kişi ve kişilere dilediği bedel ve koşullarda toptan veya parça parça satmak için kardeşleri Bülent ve Hakan ile birlikte amcası olan dava dışı İ.. A.."yi 17.08.2010 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiği, bir gün sonra Bülent ile birlikte 18.08.2010 tarihli azilname ile vekillikten azlettiği, bu azilnamenin çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Tapu Müdürlüğüne değil aynı gün ... Tapu Müdürlüğüne, 24.08.2010 tarihinde ise ... Tapu Müdürlüğüne tebliğ edildiği ve aynı gün tapu sicilindeki azil defterine işlendiği, 27.08.2010 tarihinde ise vekile tebliğ edildiği, davacının taşınmazlardaki payının azilden sonra ancak tebliğden önce 19.08.2010 tarihli satış suretiyle davalılara temlik edildiği, Alanya Tapu Müdürlüğünde çalışan görevli memurun azli iletmeme biçimindeki davranışının görevi ihmal suçunu oluşturacağı belirtilerek soruşturma izni istendiği; Antalya Valiliği tarafından "noter tarafından tanzim edilen azilnameyi iletme görevinin tapu müdürlüğünde değil noterde bulunduğu" gerekçesi ile soruşturma izni verilmediği; davacının bu karara itiraz ettiği, ancak Bölge İdare Mahkemesi tarafından itirazın reddedildiği ve Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, yine davacının kardeşi Bülent ile birlikte vekil İsmet hakkında görevi kötüye kullanmak ve sahtecilik suçu nedeniyle şikayette bulunduğu, savcılık tarafından "devirlerin 1991 ve 2001 tarihli sözleşmelere istinaden gerçekleştiği"gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; olayda satış işleminden önce azilnamenin vekile ve taşınmazların bulunduğu ... Tapu Müdürlüğüne ulaşmadığı gibi azledilen vekilin yaptığı işlem, davacının akitlerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekten ibaret olduğu gözetilerek davalılar Filiz, Gönül ve Meryem hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, davalı Gökhan davayı 05/02/2013 havale tarihli dilekçesi ile kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK. nun 311. (1086 sayılı HUMK. nun 95.) maddesi uyarınca davayı kabul kesin hüküm sonucunu doğurur.
Hal böyle olunca; davalı Gökhan"ın kabul beyanı gözetilerek anılan davalıya vekil marifetiyle yapılan 7178 ada 9 parsel B Blokta bulunan 2 nolu bağımsız bölümdeki 1/5 oranındaki temlik işlemine hasren davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan davalı hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.