1. Hukuk Dairesi 2015/5274 E. , 2015/6211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2014
NUMARASI : 2014/617-2014/1076
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacı,mirasbırakanlarının 290 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “Abdullah kızı Penbe,Haşim oğlu Musa,Haşim oğlu İbrahim”şeklinde yazılan kimlik bilgilerinin “ Abdullah kızı P.. Ön..,Haşim oğlu M.. Ö..,Haşim oğlu İ.. Ö..”olarak düzeltilmesini,yine aynı taşınmazın paylı maliklerinden Recep oğlu Haşim"in ise Soyadı Kanunu çıkmadan önce öldüğünü ileri sürerek,murisi ile tapu kaydı maliki Recep oğlu Haşim"in aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, istenen düzeltme ve tespit talebi için öncelikle Tapu İdaresine başvurulması gerektiği, böyle bir başvuru yapılmadan açılan davanın dinlenemiyeceği belirtilmek suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,17.8.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğü"nün yürürlüğü zamanında 09.07.2014 tarihinde açılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir.
Bu nedenle, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur.
Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez.
./..
Diğer taraftan, Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesine aykırı olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanı bulunmaktadır.
Hal böyle olunca, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden itibaren, idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmeden dava açan ilgililerin davayı açmakta haklı olduklarını söyleyebilme olanağı bulunmadığından, davacının miras bırakanları Penbe,Musa ve İbrahim"in paylı malik oldukları dava konusu taşınmaz kayıtlarında yer almayan “Ö..” soy ismi eklenmek suretiyle tapu kayıtlarının düzeltilmesi talebi açısından ,davanın usulden reddedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki,somut olaya bakıldığında; davacının murisi Recep ve Gülizar"dan olma 1285 doğumlu Haşim"in Soyadı Kanunundan önce 10.2.1935 tarihinde öldüğü dosyada mevcut, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/298 esas, 1998/1175 karar sayılı veraset ilamından anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmesi gerekmektedir.
Hâl böyle olunca, dava konu taşınmazın paylı maliklerinden “Recep oğlu Haşim” ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığı doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak, kayıt maliki ile murisin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.