16. Hukuk Dairesi 2015/9312 E. , 2017/4482 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada ... parsel sayılı 321.28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın .../B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... yıldan beridir ... .... fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ..., taşınmazın ... metrekarelik bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak 125 ada ... parsel sayılı taşınmaza eklenmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ....... metrekarelik bölümünün 125 ada ... parsel sayılı taşınmaza eklenmek sureti ile 198 metrekare olarak, 125 ada ... parsel sayılı taşınmazdan kabul edilen kısım çıkarılmak sureti ile kalan bölümün 304.60 metrekare olarak beyanlar hanesinin tespit gibi aynen bırakılmak sureti ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... .... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının davasının kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Davacı ....09.2013 havale tarihli dava dilekçesinde kullanıcısı olduğu 125 ada ... parsel sayılı taşınmazını 210 metrekare olarak kullanılmakta iken Kadastro çalışmalarında 181 metrekare olarak tespit edildiğini ve bu eksikliğin 125 ada ... parsel içerisinde kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Taşınmaz başında 27.06.2014 tarihinde yapılan keşifte dava dilekçesini tekrar etmiş,ancak ....09.2014 tarihli duruşmada alınan beyanında ise “dava dilekçemi aynen tekrar ederim, dava konusu parsellerle benim bir ilgim yoktur,yer benim üzerime yazıldığı için ben dava açtım parselin iki tarafı yoldur, babama sordum ada ve parsel numarasını öğrendik 125 ada ... parsel olması gerekir, buna göre celp edilsin fazlalık da 125 ada ... parsele yazılmıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacının bu beyanı ile dava dilekçesindeki talebi arasında çelişki bulunduğu halde mahkemece bu çelişki üzerinde durulmamıştır. Ayrıca keşif günü davalıya bildirilmemiş ve davalı tarafın yokluğunda yapılan keşfe dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 364. maddesi uyarınca da davanın taraflarının keşif gün ve saatini bilebilecek imkana sahip olmaları zorunlu bulunmaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun anılan hükümlerinin anayasal dayanağını teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin .... maddesi uyarınca herkes adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan “hakkaniyete uygun yargılanma ilkesi”, silahların eşitliği, çekişmeli yargılama ve duruşmada hazır bulunarak yargılamaya etkili katılma prensiplerini içermektedir. Mahkemece, davalı taraf keşif gününden haberdar edilmemek suretiyle silahların eşitliği, çekişmeli yargılama ve duruşmada hazır bulunarak yargılamaya etkin katılma prensipleri ihlal edilmiş; davalı taraf, savunma ve iddialarını kanıtlama imkanından yoksun bırakılmıştır. Bu şartlar altında yapılan yargılamanın adil olduğundan sözedilemez. Adil olmayan yargılamaya dayanılarak hüküm tesisi usul ve yasalara, hukukun genel prensiplerine aykırıdır. Hal böyle olunca; öncelikle mahkemece davacının dava dilekçesi ile duruşmada alınan beyanı arasındaki çelişkinin giderilmesi için dava dilekçesi açıklattırılmalı, daha sonra tarafları usulüne uygun şekilde keşif gününden haberdar edilmek sureti ile tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın kadastro tespit tarihi itibari ile kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ... ..."a iadesine, ....06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.