Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6826
Karar No: 2021/9435
Karar Tarihi: 04.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6826 Esas 2021/9435 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6826 E.  ,  2021/9435 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalı ... yönünden husumetten reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ...’in trafik kazasından dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatını alabilmesi için kendisine vekalet verdiğini, bu kapsamda sigorta şirketine başvuru yaptığını, sigorta şirketince ödeme yapılmaması üzerine davalı şirkete karşı dava açtığını, ancak 18/12/2014 tarihinde davalı ...’in kendisini haksız olarak azlettiğini, ardından diğer davalı ile sulh olduğunu, Avukatlık Kanunu 163,164,165 maddeleri gereği davalıların hem akdi hem yasal vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı almak kaydıyla şimdilik 2.000,00-TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19/02/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 35.800,00-TL"ye yükselterek temerrüt tarihinden itibaren avans faizi istemiştir.
    Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak davacının davalı ..."e karşı açtığı davanın kabulü ile, toplam 35.800,00-TL alacağın (2.000,00-TL"sine ilk dava tarihi olan 22/05/2015 tarihinden itibaren, 33.800,00-TL"sine ıslah tarihi olan 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı ...Ş."ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ...’in temyiz itirazları bakımından;
    Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ...’in tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacının davalı ... Genel Sigorta A.Ş."ye yönelik temyiz itirazları bakımından;
    Mahkemece; davanın kabulüne davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğuna yönelik olarak verilen hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 13.05.2019 tarih ve 2016/29808 E.- 2019/6083 K. sayılı ilamı ile, "" Yargıtay Büyük Genel Kurul, 09.05.1960, E. 1960/21, K. 1960/9 sayılı kararı ile “İçtihadı Birleştirme Kararı, daire kararlarından daha doğru bir içtihada varmak için verilmiş bir karar olduğu cihetle onun mümkün olan her davaya tatbiki, usul kaideleriyle güdülen hakka varma gayesine dahi uygun olur. Nihayet, içtihadi birleştirme kararıyla kabul edilen afaki esasları tatbik ederek istikrarı sağlama prenisibinin sayısı belli hadiselerde feda edilmesinde de bu yolsuzluk düşünülemez ve bu şekilde bir tatbikat, adalete güveni sarsmak şöyle dursun bilakis bu güveni kuvvetlendirir. Demek ki, söz konusu kanun hükmünün mümkün olan her hadiseye tatbiki ile müktesep hak esasının içtihadı birleştirme kararı karşısında gözönünde tutulmaması, o maddenin hem mutlak olan lafzına, hem de ruhuna uygun bulunacaktır.” denilerek içtihadı birleştirme kararlarının bozma kararıyla oluşan usuli kazanılmış hak durumlarında dahi uygulanacağı kabul edildiğine göre, bahse konu içtihadı birleştirme kararının somut olayda evleviyetle uygulanması gerektiği açıktır.
    Hal böyle olunca mahkemece, davalı ... Genel Sigorta A.Ş."nin akdi vekalet ücretinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulması 05/10/2018 tarihli 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu kararına aykırı olduğu"" gerekçesiyle hükmün, bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacının davalı ..."e karşı açtığı davanın kabulü ile, toplam 35.800,00-TL alacağın (2.000,00-TL"sine ilk dava tarihi olan 22/05/2015 tarihinden itibaren, 33.800,00-TL"sine ıslah tarihi olan 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı ...Ş."ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, hükmedilmiştir.
    Yargıtay"ın bozma kararına gerek iradi, gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda
    belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde ...nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Yerel mahkeme bozma kararına uymasına rağmen bozma ilamına ayrı anlam yüklenmek suretiyle, davanın davalı ...Ş. yönünden husumetten reddine karar verilmiştir. Oysa ki, bozma ilamında da belirtildiği üzere davalı ...Ş."nin akdi vekalet ücretinden sorumlu olmamasına karşın yasal vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduğu açıktır. Bu durumda; mahkemece tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalı ...Ş. yönünden yasal vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken davalı ...Ş. hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru değildir, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi