20. Hukuk Dairesi 2016/711 E. , 2016/1189 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ..., ..., ... köyü 602 parsel sayılı taşınmaz, 15774 m2 yüzölçümüyle tarla niteliğiyle davalılar miras bırakanı adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... ..., taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kalan yerlerden ve öncesi itibarıyla da orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A) harfiyle işaretli 4443 m2 ve (B) harfiyle işaretli 401 m2 bölümlerinin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından reddedilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce 1946 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman kadastrosu, 1982 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 1987 yılında kesinleşen sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 2/B madde uygulaması, 1968 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece, kesinleşen orman kadastro haritası uygulamasına dayalı araştırma ve inceleme sonucu çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile işaretli bölümlerinin orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
24/05/2012 tarihli keşif sırasında, yerel bilirkişiler, taşınmazın yaklaşık 30 yıldır ekilmemesi nedeniyle ağaçlık hale geldiğini bildirmişler; dairenin 28/05/2015 tarihli geri çevirme kararı ile, yöreye ait en eski tarihli ve 1980 li yıllara ait hava fotoğraflarında taşınmazın konumunun gösterilmesi istenmiş; bunun üzerine hazırlanan 22/12/2015 tarihli ek bilirkişi raporuna, taşınmazdaki ağaç yoğunluğunun giderek arttığını gösteren birbirinden farklı, üç ayrı hava fotoğrafı eklenmiş, ancak bunların hangi yıllara ait olduğu açıklanmamış, taşınmazdaki ağaçların yaşı da yazılmamıştır.
Kural olarak; tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, bu sınırlandırmada, 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu Kanuna göre, 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte; orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukukî durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanunlara göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuştur.
Orman kadastro sınırı dışında kalan bir yerde, bir taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, gerçeğin bir resmî olan hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritalarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde mahkemece, yöreye ait en eski tarihli ve ayrıca 1980"li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... (... ve ... ... ...) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, krokili bilimsel verileri bulunan rapor alınmalı, ziraat uzmanına üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı, ağaç sayısı, yaşı, dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor hazırlattırılmalı, belirlenen ağaç yaşına göre; öncesi orman olmayan ve özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin sonradan ağaçlandırılmasının taşınmazı kamu malı haline getirmeyeceği gözönünde bulundurulmalı, bundan sonra oluşacak sonuca karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.