Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/612
Karar No: 2014/7368
Karar Tarihi: 13.05.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/612 Esas 2014/7368 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/612 E.  ,  2014/7368 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/07/2013
    NUMARASI : 2011/47-2013/428

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılardan F.. P.. dışındaki davalılar tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılardan G.. Ç.. ve diğerleri vekili Av.E..ö.. geldi. Davalılardan Sağlık Bakanlığı vekili ile Davalılardan M.. P.. mirasçıları vekili gelmediler. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. M..S...geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının muris Meryem"e ait taşınmazı, murisin oğlu olan ve davalılardan bulunan F..i"ye verdiği vekaletnameye istinaden satın aldığını ve bedelinin de ödendiğini, ancak murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davacı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası neticesinde, davacı adına olan tapu kaydının iptal edildiğini, satış ve vekaletname verilmesi işlemleri sırasında, murisin fiil ehliyetine haiz bulunduğuna ilişkin doktorun da sorumlu olduğunu beyan ederek, ödenen satış bedelinin güncellenmiş değeri, davacı aleyhine açılan tapu iptal davası nedeni ile ödemek zorunda kaldığı yargılama gideri ve vekalet ücreti, taşınmazın imar ve ihyası nedeni ile yapılan masraflar olmak üzere toplam 211.557 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, davanın davalı Sağlık Bakanlığı yönünden yargı yolu nedeni ile reddine, diğer davalılar yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı F.. P.. dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyada mevcut ve mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasında yapılan adi yazılı sözleşme belirtilen miktarın denkleştirici adalet ilkesine göre güncelleştirilmesi sonucu bulunan taşınmaz bedeli hesap edilmiştir.
    (TMK.nun 706, BK.nun 213, Tapu K.nun 26 ve Noterlik K.nun 60. maddeleri). Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşmenin kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar vardır.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.
    Bugüne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır.
    Şu durumda; hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.
    Yerel mahkeme tarafından da bu ilkeler esas alınarak, davacıya ödenmesi gereken satış bedeline hükmolunmuştur.
    Ne var ki; dava konusu olayda, öncelikle davacı ile davalıların murisi arasında resmi bir satış gerçekleştirilmiş, sonradan mahkeme kararı ile bu satışın iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, ortada yukarıda ifade edildiği gibi, geçersiz bir satış sözleşmesi bulunmadığından dolayı, olayda denkleştirici adalet ilkesinin uygulama yeri bulunmamaktadır.
    Öyle ise mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak, davalıların murisi ile davacı arasında tapuda yapılan resmi senette ödendiği belirtilen satış bedeline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre ise; davacı dilekçesinde aleyihen açılan tapfu iptal tescil davası nedeni ile ödemek zorunda kaldığı yargılama gideri ile vekalet ücretinin de bu dava ile kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece bu talebi de kabul edilmiştir.
    Ancak, dosyada mevcut ve taraflar arasında düzenlenen 30.12.2010 tarihli "ödeme ve ibra belgesinin" incelenmesinden, tarafların aralarında yaptıkları mutabakat gereğince, davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak toplam 18.500 TL ödedikleri ve tarafların birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmıştır. Bu durumda, artık davacının bir daha tapu iptal davası nedeni ile yaptığı yargılama giderlerini talep etmesi mümkün olmadığından, bu talebe ilişkin verilen kabul kararında bir isabet bulunmamaktadır.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi