3. Hukuk Dairesi 2013/21231 E. , 2014/7459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2010/191-2013/295
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacının 999706 elektrik abonesi olduğunu, davacının kaçak elektrik kullandığından bahisle iş yeri elektriğinin 26/04/2010 tarihinde kesildiğini ve 23.188,91 TL ceza tahakkuk ettirildiğini,
Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/41 D. iş dosyası ile elektriğin tedbiren açıldığını, davacının iş yerine İzmir"den gelen Ali .. ve yanında gelen kişi ile birlikte elektrik sarfiyatını 1/3 oranında indirip tasarruf sağlayacaklarını söyleyerek, elektrik sayacını 15 Mart 2010 tarihinde 3 adet akım trafosundan bir adedine müdahale ettiklerini, davacının tutanak neticesi olaydan haberdar olduğunu, sayacın 1 Mart 2010 tarihi ile 13 Mart 2010 tarihine kadar normal okunduğunu, kaçak tahakkukun 15 Mart 2010 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini, sayaçta arıza olmadığını ileri sürerek, 23.188,91 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davacının aboneliğinde 26.03.2010 tarihinde yapılan kontrolde ölçü devresinin muhafaza altında olduğu pano mührünün kopartıldığını ve akım trafosunun B fazı uçlarına müdahale edildiğinin tespit edildiğini, ve tutanak tanzim edildiğini, yapılan işlemin mevzuat kurallarına uygun olarak yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 21.257,37 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK."nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; dava konusu bedellerin hangi usullere göre hesaplandığı ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi, bilirkişi tarafından da açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplama yapılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, içeriğinin ayrıntılı ve açıklayıcı olmaması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir.
Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanarak, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacıdan isteyebileceği bedeller hakkında, kaçak tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme,soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.