22. Hukuk Dairesi 2018/12705 E. , 2018/22987 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Türk ... A.Ş. bünyesinde çalışırken, davalı işverenliğin özelleştirilmesi sonrasında Kamuya nakil haklarını saklı tutarak ... sözleşmesi imzalandığını, maaş nakil bildiriminin davalı tarafından düzenlendiğini, aylık ücretlerinin davalı tarafça ödendiğini, davalı işveren Kurumdan geçiş yaparken maaş nakil bildiriminin 4046 sayılı Yasanın 22. Maddesi ve 406 sayılı Yasanın Ek. 29 maddesine uygun düzenlenmemesi nedeniyle dava konusu artış ve zamların eklenerek düzenleme tarihi itibariyle yeniden tespitine, işveren davalı Kurumda çalıştığı sürelerde hak ettiği ancak kendisine ödenmeyen eksik maaş tutarların yıllar itibari ile değişen ek ödeme ve denge tazminatlarının ve buna bağlı olarak değişen maaş tutarına uygulanan ikramiye tutarları farkının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın müvekkiline karşı açılamayacağını, husumet yönünden de reddi gerektiğini, ... Bakanlığının taraf oması gerektiğini, davacının maaş ilmühaberinin yasaya uygun olarak tanzim edildiğini belirtip emsal kararlara atıfla açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin 2011/289 esas, 2012/255 karar sayılı ilamı ile verdiği davanın kabulüne dair kararının davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 21.12.2012 tarih ve 2012/22064 esas, 2012/29130 karar sayılı ilamı ile “Mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-b maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olmaması" sebebiyle aynı Kanun"un 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan Mahkemenin 2013/662 esas, 2013/928 karar sayılı ilamı ile “Yargı yolunun caiz olmaması sebebi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine” dair karar verilmiştir.
Aynı taleplerle idare mahkemesinde dava açılması üzerine dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümüne gönderilmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 30.12.2013 tarih ve 2013/ 1827- 2031 esas-karar sayılı ilamı ile davaya bakmakla Adli Yargının görevli olduğu belirtilerek dosyanın mahkemeye gönderilmesi üzerine Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 14.07.2015 tarih, 2014/529 esas, 2015/803 karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, ilgili kararın davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.01.2016 tarih, 2015/33878 esas, 2016/566 karar sayılı bozma ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmekle, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş ve son olarak Mahkemenin 2016/358 Esas, 2018/248
Karar sayılı ilamı ile “davacının maaş nakil ilmühaberi bildirim tarihindeki net ücretinin 2.097,91 TL olduğunun tespitine ve ek ödeme aylık tutarı bildirim tarihine göre net 40,00 TL alacağı” hüküm altına alınmıştır.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı kurumda ... 2 sözleşmesi ile nakle tabi olarak çalışan davacının davalının özelleştirmeden önce tabi olduğu ve özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı Kanun"un Ek 29. maddesi kapsamındaki düzenleme ve sözleşmedeki hüküm sebebi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin Ek 3. maddesi ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta kanuni dayanaklar 406 sayılı Kanun"un Ek. 29. maddesi, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3. maddesi, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II cetveli ve bu kanun hükmünde kararnamelere dayanılarak çıkarılan 2006/1, 2006/3, 2007/1 ve 2008/1 sayılı tebliğler yanında taraflar arasındaki sözleşme hükümleridir.
406 sayılı Kanun"un 29. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesine göre “399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak sözleşmeli personel ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun"un 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki ünvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.04.2004 tarihi itibarıyla bu ünvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer malî haklarına bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınır. Kapsam dışı personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin 15.04.2004 tarihi itibarıyla ünvanlarına göre ücretinin belirlenmemiş olması durumunda, benzer görevlerde bulunanlar dikkate alınarak bu tarih için ücret ve diğer malî hakları tespit etmeye Yönetim Kurulu yetkilidir”.
Taraflar arasında imzalanan ... 2 sözleşmenin 7. maddesindeki kurallara göre ise “Nakil hakkını saklı tutan çalışanın ikramiye, yardım vs. gibi mali ve özlük hakları için ... mevzuatına tabi kapsam dışı personel esaslarında yer alan hükümler uygulanır. Ancak ücretlerde yapılacak artış oranı, kamudaki memur maaş artış oranında olacaktır ”.
Diğer taraftan özelleştirme uygulamaları sebebi ile nakilleri düzenleyen 4046 sayılı Kanun"un 22/5 maddesinde özelleştirme sebebiyle kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli ve ... kanunlarına tabi personelin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına göre almakta oldukları ücret yanında, bildirim tarihi itibarı ile almakta oldukları ikramiye, ek ödeme gibi ek ödemelerinde sabit bir değer olarak bildirileceği hükmünü içermektedir.
Ancak 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu Türk Telekom personeli için farklı bir uygulama benimsemiş özel düzenleme olduğundan bu kanunun 29. maddesinin davacı hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
406 sayılı Yasada değişiklik yapan ve 02.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 5189 Sayılı Yasa ile Türk Telekom Personelinin parasal haklarının tespitinde Türk Telekom Yönetim Kurulu yetkili kılınmış olup 406 Sayılı Yasanın Ek 29. maddesiyle başka kurumlara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek personelin 4046 Sayılı Yasanın 22.maddesi uyarınca ... görevleriyle yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında yönetim kurulunca bu personelin diğer kamu personeline göre yüksek tutarlara çıkarılmış parasal hakları yerine 15.04.2004 tarihi itibariyle aldıkları ücretlerine ... sözleşmelerinin sona erdiği 15 ocak tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar uygulanmış olup bu düzenlemeyle Türk Telekom A.Ş."de çalışmakta iken özelleştirme nedeniyle başka kurumlara atananların ücretleriyle aynı unvanlarla özelleştirme kapsamındaki başka kurumlarda görev yapılmakta iken naklen atananların parasal hakları arasında eşitlik sağlanması amaçlanmıştır.
27.06.1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye 21.03.2006 tarih ve 5473 sayılı Kanun ile eklenilen ek 3. maddede öngörülen ek ödemeler kamu görevlilerine yapılan genel bir artış niteliğinde olmadığından, davacının bu ödemeden yararlanması için anılan kanun kapsamındaki kamu görevlilerinden olması gerekir. Gerek 406 sayılı Kanun"un Ek 29. maddesi, gerekse sözleşmenin 7. maddesi hükümleri davacının ... sözleşmesi ile çalıştığı dönemde kamu görevlilerine yapılan genel nitelikli artışlardan mahrum kalmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Davacı davalıya ait işyerinde çalışmasaydı, 15.04.2004 tarihi itibariyle belirlenmiş olan ünvanın ücret ve diğer mali haklarıyla bir kamu kurumuna atanacak ve kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan artışlardan yararlanacaktı. Kamu görevlisi olarak çalıştığında hak kazanamayacağı bir ödemeden davalı şirkette çalıştığı sırada yararlanması için bu konuda özel bir düzenleme olması gerekir. Bu bağlamda sözleşmenin 7. maddesi genel artışlarla ilgilidir.
Sonuç olarak, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ek 3. maddesi uyarınca yapılan ek ödemelerin kamu personeli arasındaki ücret dengesizliğinin giderilmesi amacıyla madde kapsamında sayılan kamu idarelerindeki personel ile sınırlı olan ödeme olduğunu, yapılan düzenlemenin kamu personeli arasındaki ücret adaletini sağlayama yönelik olduğu ve kamu personelinin tamamını kapsayan genel bir artış niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının davalı şirkette nakle tabi personel olarak çalıştığı dönemde kamuda çalışanlara yapılan zam oranında maaşına zam yapılarak belirlenen ücrete göre nakil ilmühaberinde ücretin tespit edildiği sabittir.
Bu itibarla davalı şirkette çalışmakta iken 406 sayılı Kanunun ek 29. maddesi uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacının dava konusu ek ödemeden yararlanamayacağı açıktır. Hal böyle olunca Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.