Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/843
Karar No: 2016/1244
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/843 Esas 2016/1244 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/843 E.  ,  2016/1244 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 23.02.2015 gün ve 2015/781 - 2015/851 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1) Davacı ... vekilinin 216 ada 72 sayılı parsele yönelik karar düzeltme istemi yönünden;
    Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygun olduğundan, davacı ... vekilinin 216 ada 72 sayılı parsele yönelik karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
    2) Davacı ... vekilinin 216 ada 73 sayılı parsele yönelik karar düzeltme isteğine gelince;
    2007 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü, 216 ada 73 parsel sayılı 11.930,45 m² yüzölçümündeki taşınmaz 08 Ocak 2001 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak orman niteliği ile adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
    Davacı ..., 15/06/2010 havale tarihli dilekçe ile; adına tespit edilen 216 ada 73 parsel sayılı taşınmazda tahminen 5000 m2 miktarında yeri kaldığı iddiasıyla, dava konusu parselin tapusunun iptali ile bu bölümün adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, 216 ada 73 sayılı parsel yönünden; davanın kabulüne; 216 ada 73 parselin tapu kaydının iptali ile 18/06/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 5523,89 m² yüzölçümlü bölümünün tarla vasfıyla aynı ada son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın kalan kısmının ise orman vasfıyla ... Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Davalılar ve ...nin temyizi üzerine, Dairenin 23/02/2015 gün ve 2015/781 - 2015/851 sayılı kararıyla; “…216 ada 73 parselin dayanağı olan 08/01/2001 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydının, tescil hükmü ile oluştuğu anlaşılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/346 E. - 1998/465 K. sayılı dosyasındaki 13/10/1998 tarihli orman bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 70-120 yaşlı ve bu ağaçların tohumlarından oluşan 15-30 yaşlı karaçam ağaçları bulunduğu, taşınmazın 223 nolu orman bölmesindeki karaçam ormanının bir parçası olduğu, tarıma elverişli olmadığı, toprağının orman toprağı ve taşınmazın orman olduğunun bildirildiği ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda orman olarak tesciline karar
    verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/346 E. - 1998/465 K. sayılı dosyasında davalı olan ... ve ... ile dosyamız davacısı ... arasında akdî veya irsî bir irtibat bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece, yapılacak araştırma sonucunda, akdî veya irsî bir irtibat bulunduğu anlaşılır ise o takdirde, eldeki davanın tarafları arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/346 E. - 1998/465 K. sayılı kararının kesin hüküm teşkil ettiği ve tarafları bağladığı, böyle bir irtibat bulunmaması durumunda ise kararın taraflar arasında kesin delil teşkil edeceği gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…” denilerek hüküm bozulmuştur.
    Davacı ... vekili bu kez Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında yapılan orman kadastrosu daha sonra 1977 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastro çalışması ise, 2007 yılında yapılıp 08.2007 - 17.09.2007 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu 216 ada 73 sayılı parselin krokide (B) harfi ile gösterilen 5523,89 m² yüzölçümlü bölümünün orman sayılmayan yer olduğu gerekçesiyle, davacı ...’in davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın tespitine esas tapu kaydı tescil ilamı ile oluşmuştur. Ancak, mahkemece 08 Ocak 2001 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının oluşumuna esas tescil krokisi ölçekli olduğu halde davaya konu yerin tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığı yöntemince belirlenmemiştir. Bundan başka, taşınmazın tescil krokisi kapsamı dışında kalması ve eski tarihli resmî belgelerde de orman sayılmayan yer olması davacı adına tescil için yeterli sebep de değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar - ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Yani özetle, bu tür uyuşmazlıklarda taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve sürecinin takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında hava fotoğrafları ve topoğrafik haritalardan yararlanmak suretiyle belirlenmesi gerekir. Ancak, somut olayda mahkemece anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için, dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı ile bu hava fotoğrafı kullanılarak üretilmiş memleket haritası, davaya konu yapılan taşınmaza komşu olan bütün parsellerin kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanağı olan belgeler (tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte) getirtilmeli, yine kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile önceki keşiflerde görev almayan halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman iki orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita - jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden keşif yapılmalı öncelikle, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/346 E. - 1998/465 K sayılı kararına dayanak tescil krokisi ile çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösteren paftanın ölçekleri eşitlenip, birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle zemine uygulanmalı, taşınmazın tamamen veya kısmen ise hangi bölümlerin kesinleşen tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, taşınmazın tamamen tescil krokisi kapsamında kaldığı belirlendiği takdirde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/346 E. - 1998/465 K. sayılı dosyasında davalı olan ... ve ... ile eldeki davanın davacısı ... arasında akdî veya irsî bir irtibat bulunuyorsa davanın kesin hüküm nedeniyle, irtibat bulunmaması durumunda ise tescil ilamının kesin delil teşkil edeceği gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın tamamen veya kısmen tescil krokisi kapsamı dışında kaldığı belirlendiği takdirde ise, bu kez taşınmazın tamamı tescil krokisi kapsamı dışında ise tamamı veya kısmen tescil krokisi kapsamında ise, tescil krokisi kapsamı dışında kalan bölümü yönünden usulüne uygun bir şekilde orman ve zilyetlik araştırması yapılması gerekir. Bu cümleden olarak, yukarıda belirtilen belgeler dava konusu taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; en eski tarihli hava fotoğrafı stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, davaya konu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15 - 20 - 25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar ve ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; uzman ziraat mühendisinden, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle ve taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp ve bu ifadeler yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre ise, davaya konu 216 ada 73 sayılı parsel tapuda orman vasfıyla adına kayıtlı olmasına rağmen, parselin kabule konu krokide (B) harfi ile gösterilen 5523,89 m² yüzölçümlü bölümü dışında geriye kalan bölümü hakkında tapu tescil kararı verilerek mükerrer tapu oluşturulmuş olması ve mükerrer olarak oluşturulan tescil kararında da “orman vasfıyla adına” tapuya tescil denileceği yerde “orman vasfıyla ... Hazinesi” denilerek tescil hükmü kurulması da doğru olmamıştır.
    Bu itibarla, yukarıda iki numaralı bentte açıklandığı gibi mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmayıp 216 ada 73 sayılı parsel hakkındaki kararının yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu kesin yargı içerecek biçimde bozma kararı verildiği anlaşıldığından, davacı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki ve değişik gerekçeli bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkemenin 216 ada 73 sayılı parsel hakkındaki kararının yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin 216 ada 72 sayılı parsele yönelik karar düzeltme isteğinin REDDİNE,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 23.02.2015 gün ve 2015/781 - 2015/851 sayılı, 216 ada 72 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki bozma bölümü aynen muhafaza edilerek; 216 ada 73 sayılı parsel hakkındaki değişik gerekçeli bozma kararı ise kaldırılarak, yerel mahkemenin 216 ada 73 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki 25/12/2013 gün ve 2010/417-2013/858 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi