10. Ceza Dairesi 2016/3442 E. , 2016/3952 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 14.11.2016 tarihli yazısı ile zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30.05.2013 tarihinde 2013/167 esas ve 2013/172 karar sayı ile verilen hükmün kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24.11.2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
Sanık ... hakkında, 23.09.2012 tarihinde işlediği iddia olunan zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30.05.2013 tarihinde 2013/167 esas ve 2013/172 karar sayı ile sanığın TCK"nın 188. maddesinin 3. fıkrası gereğince 6 yıl hapis ve 240 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 43. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezası dörtte bir oranında artırılarak 7 yıl 6 ay hapis ve 300 gün adli para cezası verildiği, 62. maddesi uyarınca cezasından altıda bir oranında indirim yapılarak 6 yıl 3 ay hapis ve 250 gün adli para cezası verildiği, TCK"nın 52. maddesi gereğince adlî para cezası günlüğü 20 TL"den 5000 TL adlî para cezasına dönüştürüldüğü, hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/08/2012 tarihli ve 2012/498 değişik iş sayılı kararı ile ... ve ... kod numaralı kamu görevlilerinin "gizli soruşturmacı" olarak görevlendirilmelerine karar verilmiş olup, gizli soruşturmacıların 23/09/2012 tarihinde buluştuğu sanıktan para karşılığında esrar maddesi aldığı, ancak sanığı yakalama yoluna gitmediği, aynı gizli soruşturmacıların 24/09/2012 tarihinde de tekrar sanıkla buluşarak para karşılığında esrar maddesi alması şeklinde gerçekleşen somut olayda Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 15/06/2015 tarihli ve 2015/3152 esas, 2015/31780 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 139. maddesine göre, kolluk görevlisinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, kimliğini gizleyerek, alıcı rolüne girip, kışkırtma yoluna gitmeden (suça azmettirmeden veya teşvik etmeden), şüpheliden uyuşturucu madde almasının mümkün olduğu ve bu şekilde elde edilen delilin hukuka uygun olduğu, ... kolluk görevlilerinin, daha fazla ceza almalarını sağlamak için şüphelileri suç işlemeye yönlendirmesinin kabul edilemeyeceği, aksi halde gerek Anayasa"nın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesinin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde öngörülen "adil yargılama" hakkı ihlâl edilmiş olacağı, adlî kolluk görevlisinin ilk esrar aldığı tarihte sanığın suçunun belirlendiği ve delilinin elde edilmiş olduğu, görevlinin daha sonra sanıktan tekrar esrar almasının hem gereksiz olduğu, hem de görevi kapsamında olmadığı, öte yandan görevlinin asıl amacının "uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak" değil, "suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret" olduğundan, olayda hukukî anlamda bir "alım-satım" ın da söz konusu olmadığı, sanığın hareketlerinin bütünüyle tek fiilden ibaret olduğu, "satmak için uyuşturucu madde bulundurma" veya "uyuşturucu maddeyi satışa arzetme" suçunu oluşturduğu, uyuşturucu madde satma ve buna bağlı olarak zincirleme suçun unsurları bulunmadığı halde, iki kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek 5237 sayılı Kanun"un 43. maddesi uyarınca cezasının artırılmasının yasaya aykırı olduğu şeklindeki benzer bir dosya kapsamında verdiği bozma ilamı dikkate alındığında, sanık ..."in gizli soruşturmacılara birden fazla kez uyuşturucu madde satma şeklindeki eyleminin yukarıda açıklandığı üzere tek suç olduğu gözetilmeksizin, 5237 sayılı Kanun"un 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 30.05.2013 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 29.08.2012 tarihinde ..., ... ve... kod numaralı görevliler "gizli soruşturmacı" olarak görevlendirilmişlerdir. Bu görevlilerin 23.09.2012 tarihinde buluştukları sanık ..."a 10 TL verip 1 gram esrar aldıkları, ancak sanığı yakalama yoluna gitmedikleri, aynı görevlilerin 24/11/2012 tarihinde tekrar giderek 20 TL verip sanıktan net 1,200 gram daha esrar aldıkları anlaşılmıştır.
Kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, iki kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK"nın 43. maddesinin uygulanması yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar: Açıklanan nedenlere göre;
1- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30.05.2013 tarihinde 2013/167 esas ve 2013/172 karar sayı ile verilen hükmün 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak;
a) Hüküm fıkrasından TCK"nın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin 2. paragrafın çıkarılmasına,
b) Hüküm fıkrasının;
aa) TCK"nın 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin 3. paragrafının 2. paragraf olarak; bu paragrafta yer alan “6 yıl 3 ay hapis ve 250 gün karşılığı adli para cezası” ibaresinin “5 yıl hapis ve 200 gün adli para cezası ",
bb) TCK"nın 52. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasına ilişkin 4. paragrafının 3. paragraf olarak; bu paragrafta yer alan “5000 TL adli para cezası” ibaresinin "4000 TL adli para cezası",
Olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE,
3- Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,
4- Dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
05/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.