3. Hukuk Dairesi 2014/413 E. , 2014/7545 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/575-2013/292
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; 13 nolu bağımsız bölümün tapuda 13.03.2008 tarihinde davalı tarafından davacıya satılıp tapusunun devredildiğini, 12.03.2008 tarihinde davacının da sonradan dahil olduğu Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/98 Esas sayılı dosyasında dava dışı müteahhide özgülenen bağımsız bölümlerin (sözleşmenin feshi nedeniyle) tapularının iptali için açılan davada, davacı adına kayıtlı tapunun iptaline ve arsa sahipleri üzerine tesciline karar verildiğini, tapu kaydı devir satım bedeli 4.000 TL olarak görünüyor ise de, davalıya taşınmaz satım bedeli olarak 75.000 TL ödediğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek, 75.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davanın zamanaşımına uğradığını aynı gün 11 nolu bağımsız bölümü de satın aldığını ve satım bedelinin 75.000 TL değil 6.000 TL olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; resmi senette satış bedeli 4.000 TL olarak gösterilmiş ise de, davalı vekilinin satış bedeli olarak 6.000 TL ödediğini kabul ettiği, davalı vekilinin kabul ettiği bedelin üstünde kalan miktarın HUMK"nun 200.maddesi gereğince tanıkla ispat sınırının altında kaldığı dikkate alınarak, (tanık beyanlarına göre 7.500 TL ödediği kanaatı oluştuğundan) bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz edmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Somut olayda davacı satış bedeli olarak 75.000 TL ödediğini iddia etmiştir. Tapudaki resmi senette satış bedeli 4.000 TL"dir. Davalı, satış bedeli olarak 6.000 TL aldığını kabul etmiştir.
Hukuki işlemin miktar ve değerinin HMK m. 200/1"deki sınırı geçip geçmediği, hukuki işlemin yapıldığı zamanki durumuna göre belirlenir.
İstisnai olarak; senet alınmasının imkansız olduğu bazı hallerde ise değeri HMK. m. 200/1 hükmündeki tutardan fazla olan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebileceği kabul edilmiştir. Kanun, tanıkla ispatın mümkün olduğu halleri sınırlı yani tahdidi olarak saymış olup, bunlar dışındaki haller istisna olarak kabul edilemez.
Buna göre; miktar ve değerine bakılmaksızın, yakın hısımlar arasındaki hukuki işlemler, senede bağlanmaması teamül olan hukuki işlemler, yangın, deniz kazası ve deprem gibi senet alınması mümkün olmayan haller, hukuki işlemlerdeki irade bozukluğu ve aşırı yararlanma halleri, hukuki işlemlere ve senetlere karşı 3. kişilerin muvazaa iddiaları tanıkla ispat edilebilir.
Akdi ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için davacı tarafından yazılı delil başlangıcına dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir.
Somut olayda; davacı taraf davalıya 75.000 TL ödeme yaptığını iddia etmiştir. Ödemenin 13.03.2008 tarihinde yapıldığını açıklamıştır. Ödeme yapıldığı tarihte tanıkla ispat sınırı 490 TL"dir
Davacı tarafından yazılı delil veya delil başlangıcı sunulmadığı gibi, tanık dinlenmesine de davalının açık onayı bulunmadığından davacı ödeme iddiasını tanık delili ile kanıtlayamaz.
Hal böyle olunca; mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı şekilde davalının kabulünde olan 6.000 TL üzerinde kalan 1.500 TL"lik miktara ilişkin davacının ödeme iddiasının tanık beyanları ile ispatlandığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise, tanık beyanlarında davacının 2 taşınmaza ilişkin 15.000 TL verdiği açıklandığı halde, dava konusu taşınmaz için ödenen bedel açıklığa kavuşturulmadan, bedelin 7.500 TL olarak kabulü de doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.